G Ü N L Ü Ğ Ü M D E N – 18?
Merhaba Tutku’cuk! Benim, havalar iyice ısınıncaya değin, vazgeçemediğim tutkularımdan birisi: Çikolatadır. Hem de, bitter çikolata. Hele onun bir de, Antep fıstıklısı var ki…Az önce, birtane yedim. Genelde, çikolata yediğimde, sade bitteri yeğlerim. Yazarken, bir şeyler yeme gereksinimi duyuyorum. Sanki beynim ve tüm bedenim istiyor. Damağımda o harika tadı hissetmek, yavaş yavaş eritmek, süper güzel bir duygu. Yazın da, dondurmaya bayılıyorum.
Yine bir terslik, engel çıkmazsa? Yarın yeni işime başlıyorum Tutku. İş aynı da, ortam değişik olacak. Çalışmalıyım,bunu çok istiyorum. Kendi hayatımı kazanmak, onurumla, başım dimdik ayakta durmak, çok güzel. Bakalım, çalışacağım yerden, denizi görebilecek miyim? Şimdilik en önemlisi: Çalışabilecek miyim? O kadar üzdüler ve zaman kaybettirdiler ki…Artık, yine bir şey çıkar mı? Diye, kaygıyla bekliyorum. Ooofff, daraldım yine.
Gidip yatak odamdan yeleğimi alıp giydim. Şimdi bulunduğum çalışma odamda da, bacaklarıma örttüğüm polarım vardı. Karfur’dan almıştım. Yumuşacık, sıcacık. Onu da örttüm. Ayaklarım üşümüştü. Şimdi ısındım. Kendimi korumam gerekli.
Anneciğim: “ BİR BARDAK SUYUNU ALABİLDİĞİNİ GÖRSEM. “ Derdi. İşte anneciğim görüyorsun. Suyumu da alıyorum,yemeğimi de. Ve buzdolabından, istediğim her şeyi. Bir tek, yere düşenleri alamıyorum. O da, çok sorun olmuyor. İstanbulda, kaldığım kuruma, beni görmeye bir
Geldiğinde: “ BENİM KIZIM MASADA YEMEK YİYOR, HEM DE ÇORBA İÇİYOR.”Diye ağlamıştın. Şimdi, neler-neler yaptığımı? biliyorsun
Çok çılgınca ve zaten, yalnızca benden beklenir. Bir evde, kimsenin koruması olmadan, yalnız yaşıyorum. Yağmur sadece, sabah ve akşam geliyor. Ben öyle istedim. İşlerimi yapıp, gidiyor. Gece bile yalnız kalıyorum. Ev sahibimin dışında, kimseyle de görüşmüyorum. Apartmandaki ve sitedeki insanları tanıma fırsatım olmadı. Bu eve taşındığımda: ALANYUM’da, günde oniki saat çalışıyordum. Kalkıp gidiyordum, gelip yatıyordum. Zamanım ve olanağım olmadı. Son üç haftadır evdeyim. Kimseyle, iletişim kurmaya çalışmadım. Onların, bir MERHABA! Demeleri, ihtiyaçlarımı sormaları gerekirdi. Böylesi daha iyi. Kime güvenirsin ki bu zamanda?
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta