GÜNLÜĞÜMDEN – 16
Şu an akşam sevgili Tutku. Yemeğimizi yedik. B.sayar masamın solunda, elektrikli soba var. En düşük dereceye ayarladım.Hava soğuk. Türkiye’nin diğer yerlerine göre, çok iyi. Ama yine de ısıtmak gerekiyor odayı. Çünkü ben kolay hastalanıyorum. Dikkat etmeye çalışıyorum.
Dün hastaneye gittim. Hem ilacımın yazılması gerekiyordu. Hem de, sol göğsümde bir ağrı var. 19 yaşımdan beri yaşıyorum bu ağrıyı, üzülüp-sıkıldığım-çok sinirlendiğim zamanlarda artıyordu. Birçok kez, E. K. G. Çekildi, bir şey çıkmadı. Son bir haftada çoğaldı ve nefes daralması yapmaya başladı. Oysa hayatımda her şey yolunda. Çok üzülmüyorum – sıkılmıyorum. Mutluyum. Evet, gerçekten mutluyum. İstediğim hayatı yaşıyorum. Ama bu ağrı neden oluyor bilmiyorum?
Ailemde kanser olayları var. Bu, beni tedirgin ediyor. Ama kanser ağrı yapmaz ve göğsümü kendim kontrol ettiğimde, hiçbir şey gelmedi elime. Dün göğüs hastalıkları doktoru, akciğer filmimi istedi. Hemen çektirdik ve ciğerlerim temiz çıktı. Adele ağrısı olabilir dedi doktor. İki ilaç verdi. Kullanmaya başladım. Şu anda da, biraz zorlayan bir ağrı var sol yanımda. Sanırım, kalbim beni taşıyamıyor ve yıllardır isyan ediyor. Çok yüklendi hayat ona. Gittiği yere dek Tutku. Bu günlere gelmek, bir mucize. Yalnızca benim inandığım gerçekleştirdiğim,olağanüstü bir mucize. Ama bedeli, kalbim olmamalı. Asıl şimdi lazım.
Aman sıkı dur kalbim. Özgürlüğün tadını, yeni çıkartmaya başladık. Daha, çok güzel günler bizi bekliyor. Anar’ın durumu düzelse de, Alanyumda stand açabilsem. Yılbaşı alış verişleri, yavaş yavaş başlamıştır. Bizim bundan yararlanmamız gerek. Tam bu işe girişecekken, Anar’ın sorunları üst üste geldi. Pek kendinde değil. Olanca varlığımla yanındayım. Ama ne kadar yeterliyim bilmiyorum? Onun için dua ediyorum. Dilerim, şu hocalık işi olur. O beklentinin stresi içinde. Stüdyoyu bırakmak durumunda kalacakmış, kirayı karşılayamayacağı için. Ben bunu, asla istemiyorum. Oranın, Anar için ne anlama geldiğini biliyorum. Tek sözcükle,sığınağıydı. Tanrıydı o, orada. Yarattığı – ürettiği, dilediğinde kaçtığı –eğlendiği –mutlu olduğu bir yerdi. Ben de orada çok mutlu oldum. Allahım ne olur şu bilgisayarları bir bulunsaydı. O bilgisayarlardaki programlar ve bilgiler çok önemli.
Ama biz varız, ayaktayız ve birlikteyiz. Stüdyoyu kaybetmesine izin vermeyeceğim. Bu gün telefonda, biraz konuştuk bu konuda. Ama birlikteyken, uzun-uzun konuşmamız ve somut çözümler getirmemiz. Bir yerden, işe başlamamız gerekiyor. Ne kaybedersek kaybedelim, sonuçta: Yeniden başlayabiliriz, engellenemeyiz. İnsanın en büyük engeli, kendisidir.
Tutku, gecenin sessizliğinde, duygusallığında, bilgisayarımdan yükselen klasik müzik tınıları, çok güzel. Piyano ve kemanlar, ruhumu okşuyor, beynimi dinlendiriyor. Huzur var içimde. Kendi evimdeyim. Bu, hala bana bir düş gibi geliyor. Düşümde bile göremezdim. Ama işte, somut bir gerçeğin içindeyim. Hem de, düşten bile güzel. Ve biliyorum ki, her şey çok daha güzel olacak. Bunun için çaba harcıyorum. Hepimiz daha iyi şeyleri hak ediyoruz. Ben de, hak ettiğimi alacağım ve sevdiklerimle paylaşacağım. Şerife’nin yükü hafifletilmeli. Ben de daha rahat ve huzurlu olmalıyım. Olacak.
Yüz lira maaşlı kibar bir adam.
Evlenir, sedire taşınırlar.
Mektuplar gelir adreslerine:
$en Yuva Apartmanı, bodrum kati.
Kutu gibi bir dairede otururlar.
Tutku, gecenin sessizliğinde, duygusallığında, bilgisayarımdan yükselen klasik müzik tınıları, çok güzel. Piyano ve kemanlar, ruhumu okşuyor, beynimi dinlendiriyor. Huzur var içimde. Kendi evimdeyim. Bu, hala bana bir düş gibi geliyor. Düşümde bile göremezdim. Ama işte, somut bir gerçeğin içindeyim. Hem de, düşten bile güzel. Ve biliyorum ki, her şey çok daha güzel olacak
NE GÜZEL KENDİNLE SÖYLEŞMİŞSİN
KEŞKE HERKES SİZİN GİBİ OLABİLSEYDİ
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta