Kadının gözyaşları sessiz iniyordu yanaklarından yüreğine...
Toprak kokusunu çekti içine hafif bir tebessümle..
Sabahın erken saatleri ezandan sonrası birer birer toplanıyordu işçi kadınlar..Omuzlarına yükledikleri çıkınlarıyla..Önlerinde onları çalışacak tarlaya götürecek kahya..Uyku sersemliğinin güzelliğinde gün ışığı vuruyordu yüzlerine..Şalvarlarını çekiştiriyorlardı arada....
.....Sonra kırklı yaşlarda bir işçi kadın mırıldanır gibi oldu sustu...Arkadaşı devam et dedi al yanaklarına bıraktığı masumiyetinde
Hadi nazlanma devam et dedi
Dağların suskun gözleri ağaçların yeşil hazan rengi kuşlar böcekler bütün doğa bekliyordu san ki..
Yavaş yavaş toplanmışlardı işçiler...Onları götürecek araçlarını beklerken gün çoktan doğmuştu..
Hayatta ben en çok babamı sevdim
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Devamını Oku
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim