GÜNLÜĞÜMDEN- 12
Evde misafir var sevgili Tutku.Şerifenin eski komşuları.Ben,yazmak istediğim için,yanlarında kalmadım. Aslında,bu günkü program bambaşkaydı.Sağlık ocağına, kontrola gidecektim.Ayrıca:Bir tür sohbete katılacaktık. Sohbet saatini erkene almışlar,yetişemedik.İnsan her an sürprizlerle karşılaşıyor.
Televizyon seyredemediğim için,internetten (BU KALP SENİ UNUTUR MU?) adlı diziyi izliyorum.Ayşe telefonda söylemişti.Yoksa benim,tv ile,dizilerle aram iyi değildir.İlgi alanlarım farklı.
(BU KALP SENİ UNUTUR MU?) 12 Eylül 1980 ve sonrasında yaşanılanları anlatıyor.Çok güzel,tamamen gerçekçi ve bir belgesel niteliğinde.
Ben o dönemin tanıklarından olduğum için,o kabus gibi zamanları,yeniden yaşıyorum sanki.Anlatılamayacak denli kötüydü.İşkence sahnelerinde ağlıyorum.
Bizler,ne kadar yürekli ve idealist gençlerdik? Bazılarımız,daha bir sivri-atılgandı.Ben yürüyebilseydim? Kesinlikle,eylemcilerden biri olurdum.Deli-dolu,asi,gözü kara kişiliğimle.Ve keskin kalemimle.
70’lerin son yarısında,üniversite öğrencisi olacaktım. İnsanların birbirine kırdırıldığı,çok kötü bir dönemdi. Anne-babam,kardeşlerimi,istedikleri yerleri kazandıkları halde,üniversiteye göndermediler.Ama beni yönlendirme gibi bir şansları yoktu.
ellerini bir tutsam ölsem
böyle uzak uzak seslenmese
ben bir şehre geldiğim vakit
o başka bir şehre gitmese
otelleri bomboş bulmasam