Ormanın sesi karanlığa karıştı, oysa ağlamaların sessizdi karanlığa karşı. Umut yaşamın kora basılmış hali, öylesine düşler, öylesine nefes almalar, tüm unutulası ardı arkasında bekleyişte, ki yalnızlık kopuşacak nefeslerle ardı arkasına gözyaşlarında.
Nefret özleme yapıştı ki ardına düşülen bekleyişler umut dışında artık, koyu bir yalnızlık peş peşe düşüncelerde oldu ki ağlamak ardı durulmaz yerde.
Hayalde iken kısmen dahi olsa gerçekleşenlerdi yaşamın yek düze düşüncelerle gerçekleşenler arasında yaşadığım.
Birçoğu canımı yakarken, az biraz da olsa, sevinçlerini yaşadığı, anların içinde mutluluğu hissetmişcesine, yaşamak, belki de geçmişten gelen umutsuzlukları düze çıkararak yaşam korkularımdan sayılan birçok şeyi yoka çıkaran anlardı asıl mutluluğumu mühürleyen.
Düşler ve beklenmeyenlerdi aslında birbirlerine zıt yaşama dahil olanlar. Sen sevgili, tüm umutlarının içinde varlığın belirginleşirken, ani ataklarla yokluğa sığındığım yaşam nefeslerime sebep olurken tercihlerindeki eğrilerle hayatıma girişindi uzun yıllar acılanmalarıma yol açarak, bedensel ve ruhsal yorgunluklarıma uzaktan bakarak acılarımla mutluluk duyan.
yumuşakbaşlı rüzgarların kanatlarında bir yer bul bana
suyun ışıltılı sesleri aksın bir yanımızdan,
bir yanımızı defneler sarsın...
demir kollarının yumuşaklığında uyanayım sabahları
zeytin ağacının gözlerinde büyürken bir çekirdek