GÜNEŞTEN ÖNCE DÜŞ GÖZLERİME
Seni düşündüm İstanbul'a yağmur yağarken
Tüm şehir uykusundan uyandı
Seni düşündüm
Çığlık çığlığa kuşlar yağmura aldırmadan mavi düşlere
Özgür uçuşlara boyandı
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
cok guzel bir siir severek okudum
Yureginize saglik
Benim boyum dualarım.
Ufuk boyunca onun yüksek silüeti toprak hızasında hayatım.
Benim düzlüğüm göğün eğriliğinden mi dedi meczup.
Bir hıçkırık daha kulakta.
Ben yar diye haykırırken.
Yüreğinize sağlık
Aşk akmış dizelerde. Tebrikler kaleme tebrikler yürege...
2017/ 48. * HAFTANIN ŞAİRLERİ * 1. * si seçilen içten dizelerinizi kutluyorum...
Ne zordur sevgiyi tepsilerde sunarken, kırk harami tarafından çevrilmek, ne zorludur o haramilerin açtığı yaralardan kavrulmak...
Ne zordur akşam yangınlarında nefes almak, yanmak...
Her şiirde olduğu gibi mısralarda yoğun duygu sağanakları okuyucuya kadar ulaşacak etki ve güzellikteydi...
Kutluyorum Nimet Hanım...
Saygılarımla
Ben ismini heceledikçe aşk diye
Hasret kırk harami olup
Sesime vurduğu ket’’le, sabrımı yağmaladı. / AŞK HALİNDEYKEN; İSYANIN OLAMAYIŞI
Bilirim ki; ben hayattan düşmeden,
Sen düşeceksin gölgelerin kırıldığı yere. / AŞK HALİNDEYKEN; SEVDİĞİNİN, BİR GÜN,
ELBET, GELECEK OLDUĞUNA DAİR OLAN İNANCIN, DAİM OLUŞU
Ve güneşten önce düşeceksin gözlerime
Sabahlar ellerinden içecek aydınlığı / AŞK HALİNDEYKEN ;KAVUŞMA ANININ
TARİFİNDEN DE ANLAŞILACAĞI GİBİ O ANIN YAŞAM / HAYAT OLUŞU
YANİ TÜM BU BETİMLEMELERİNİZ DOĞRULTUSUNDA SEVGİLİ NİMET HANIMCIĞIM ANLIYORUZ Kİ; AŞK ULVİDİR.... BENZERSİZDİR.....
HA BİR DE BEN TARİFİ YOK SANIYORDUM AMA ŞİMDİ ÖĞRENDİM Kİ; ...VARMIŞ.....
ŞİİRİNİZE DOYAMADIM AMA TARİF ETTİĞİNİZ AŞK İLE DOLDUM - TAŞTIM -İHYA OLDUM EFENDİM...
VAR OLUN
SAYGILARIMLA
Böyle bir sevda bu şiire kapı aralamışsa, o eşikten ömrünüze de bir adım atacaktır sevgili...
Umutlar hiç bitmemeli...Her doğan gün gözlerine dusecekmis gibi...
Yüreğinize sağlık Nimet Hanım...
Saygı ve sevgilerimle...
maviye boyalı şiir... umut olmasa sabırlar tükenmez mi?...
hep ıslak kalmaz mı şiirler.... ve tutuşmaz mı ömrün bir ucu...
o nefes var oldukça sevdalarda umutlarda ölmez...
çok güzeldi yürek sesi...
çokça tebrikler...
sevgilerimle..
Bir seher vakti, ellerinde kardelenlerle
Ve güneşten önce düşeceksin gözlerime
Sabahlar ellerinden içecek aydınlığı
Tüm mevsimler diz kıracak önünde.....
Muhteşem dizeler, inci olup dökülmüş yüreğinden...
Tebrikler canım. Güzelliklerle kal. Sevgilerimle...
Bilirim ki; ben hayattan düşmeden,
Sen düşeceksin gölgelerin kırıldığı yere.
İşte bu...Sevmek önce inanmaktır. Sonrası gelir.
Sımsıcak, sevda dolu bir şiir. Kasımın bu soğuk ve yağışlı son gününde içimi ısıttı doğrusu. Kutladım sevgimle canım arkadaşım... Muhteşem...Nicelerine...Sevgimle..
Bu şiir ile ilgili 10 tane yorum bulunmakta