Arkamdan yürüyor çocuk gönlüm.
Telaşlı adımlarıma
yetişmekte zorlanıyor.
Bakınıp duruyor,şaşkın şaşkın..
*
Oyunsuz kalmış sokakları
zamansız büyüyen çocukları
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Sayfama emek veren şiir doslarıma, değerli arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum. Emeğinize, gönlünüze sağlık. Saygı ve selam ile.
Kayıp mı ettik 'güneşimizi' Öğretmenim?
Yoksa onuda mı örttü kara bulutlar, başımızdan eksik olmayan dumanlı havalar..
Tadı yok artık..
Çocuklar anlar önce bir şehrin, sokağın, kentin, köyün yaşanılır olup olmadığını.. Asılan suratlarından, isteksizce, elleri ceplerinde gezişlerinden, gülmeyen gözlerinden biz de anlarız daha sonra.. 'Tekin değil ortalık' deriz, peşimiz sıra gelmeyince çocukluğumuz..
İçli şiirinizi ve sizi kutlarım Öğretmenim..
Zaman zaman istesek de istemesek de geçmişe dönüp neydik bir zamanlar diyerek hüzünleniyor insan.Şiirinizi okurken bir kez daha aynı duyguları yaşadım.
''Nasıl da şanslı çocuk gönlüm.
Gidecek yeri var en azından...!
Dönüp dönüp bakıyorum geriye
Ayaklarım istemeye istemeye
karışıp gidiyor, güneşsiz zamanlara.. '' demekten vazgeçemedim.Yüreğinize sağlık öğretmenim.Saygılarımı sunuyorum.
Hayatımızın istenmeyen zamanlarında başa dönmek isteriz. O başlangıç hayatın en güzel yılları olan çocukluk olmaktadır. Gençlik ile yine başlar istenmeyen anlar. Kaç kere insan çocukluğuna dönebilir ki! Bir kerenin bile değerini bilemez veya çocukluğunu yaşayamazsa. Hayatta iyi şeyler bir kere, kötü şeyler bol verilir insana. İnsan da evren banktan kötülük çekmeye müsait yapısıyla buna hizmet eder aslında. Sonra da kendi hizmetini unutur isyan eder. Ve kurtulamaz zamanın yaşattıklarından. Çocukluğa dönmek mi? Olmayacak hayal gibi kalır.
Düşündüren şiirdi. Zevkle okudum. Kutlarım.
Bir yerde mi okumuştum bilmiyorum, ama aklımda kalmış bir cümle; 'İnsan yaşadığı zamandan memnun değilse, sık sık çocukluğuna gider' Diyordu. Sanırım bu doğru..Hepimiz durup durup geriye bakar olduk.Anılarımıza sığınır olduk. Ne mutlu ki, bizim yaşımızdakilerin, geriye dönecek bir çocukluğu var.Kendimizi bir anlığına bu dünyanın tozundan, dumanından kutarıyoruz.Bu da 'elde var bir 'dedirtiyor bize. Günümüz çocuklarını düşündüğümde, gördükleri; acı, gözyaşı, keder, ölüm... Yazık diyorum....Çok yazık bu çocuklara.. Yaşadığımız onca yokluklara rağmen biz nasıl zengin çocuklarmışız..Gidecek bir çocukluğumuz var... İşte öylesi bir duyguyla,elimi bıraktı 'Çocuk Gönlüm' Korktu günümüz dünyasının acılarından, kaçıp gitti,geçmişin güvenli limanına..
Tam puanla çok duygulandım üstadım sevgiler
Melekleri birer birer koparılıyor yeryüzünden kirli elleriyle, olduğun yerde mutlu olmak ne mümkün, kaçıp sığınıyoruz kendi çocukluğumuza ve biliyoruz ki o güvende...
Anlamlı ve güzeldi şiir duyarlu yüreğinize sağlık sevgiler...
Duygu yüklü şiirinizi
beğeniyle okudum
Düşündüklerini yazmaya 'hiç yaşlanmayan çocuk gönlüyle' başlamış şair. Gerçekten yaşlanmıyor ve yaşam tutkusu onu ne kadar ileriye götürmek istese de o ilk sevdiği yaşam bağlılığını geçmişinde aramaya devam edecek.
Ağır ağır ilerleyen yaşamında, dünyada neler olup bittiğini anladıkça şaşkınlığını gizleyemeyecek, sürekli çocuk olarak kalmanın güzelliğini aklından hiç çıkarmayacaktır. Bu nedenle 'gün izini un unutmuş gözelere' şaşkın bakması onu yeterinden çok etkilemiştir.
Elinden kaçıyor çocukluğu şairin... Geçmişini özlüyor ve o geçmişin karanlıklarına bile razı olma isteği var içinde; çünkü şimdiki günlerin daha çok karanlık olduğunun bilincinde... Ah çocuk gönlümüz ah... Yaşamak çok acıymış, zaman bitti, ömür gelip geçti, eyvah, bin kere eyvah... ++
Yanımdan koşarak uzaklaşan çocuk gönlüm, sığınacak bir yürek arayan, hangi güvercinin telaşlı kanadında çırpınıyorsun şimdi?
Çok güzeldi Sevgili Hümeyra hanım, en zor durumlarda bile çocukluk anılarımıza sığınmak bizlere iyi geliyor. Güzel ve unutulmaz anılardı her şeye rağmen. Şimdi yaşananlarla kıyaslarsak. Tüm dünya çocuklarının mutlu ve umutlu bir yaşama kavuşması dileğiyle şiirinizi kutlarım. SEVGİLERİMLE++
Öğretmen Şair olmak bambaşka bir sevgi ve özlemlerle dolu doludur.Çocukluğa dönüş, anımsayış ve o günlerin güzelliğinin var oluşu çok anlamlı değil mi!Şair; yine ince duygularıyla ve yaşananları ne kadar güzel perçinleştirdiler!Çocukça ruhla çocukluğa gidiş. gözlerimi yaşarttı. çok hoş bir şiir olmuş. taktir ederek okudum. ++ kutluyorum. selam size.
Bu şiir ile ilgili 13 tane yorum bulunmakta