GÜNEŞİM
Sen doğmadan karanlıktı içimdeki sabahlar,
Geceden kalma bir yorgunluk vardı üstümde.
Pencereler açılmaz, umut içeri girmezdi,
Gün doğsa bile aydınlanmazdı kalbim.
Sonra sen geldin,
Adını bilmediğim bir ışıkla.
Güneşim dedim sana,
Çünkü sen varken gölgeler bile korkar benden,
Çünkü sen gülünce,
Dünyanın bütün soğukları erir içimde.
Bir bakışınla ısınır içimde üşüyen çocuk,
Bir sözünle susar yılların kırgınlığı.
Sen, sabahın en erken saatinde
Uykuyla gerçeğin arasına düşen ilk ışıksın.
Gözlerimi açmadan hissettiğim,
Perdeleri aralayan o sıcaklık sensin.
Adını anmasam bile,
Kalbim seni tanır.
Ne zaman yorulsam hayattan,
Ne zaman omuzlarım çökmüşken aynaya baksam,
Aklıma sen gelirsin,
Ve dünya biraz daha katlanılır olur.
Çünkü bazı insanlar vardır,
Varlığı bile yeten.
Güneşim,
Ben karanlığa alışmıştım aslında,
Sessizliğe, eksikliğe, yarım kalmaya…
Ama sen bana tamamlanmayı öğrettin.
Eksik olan ne varsa içimde,
Işığınla doldurdun.
Bazen yakarsın beni, biliyorum,
Güneş de yakar çünkü.
Ama senin ateşin canımı acıtmaz,
İçimdeki donmuş duvarları yıkar.
Kül olur eski korkularım,
Duman olur geçmiş.
Sen varken gece bile korkutmaz beni,
Çünkü bilirim;
Her karanlığın ardında
Sen doğacaksın yine.
Beklemek kolay olur o zaman,
Çünkü umut adını taşır.
Güneşim,
Eğer bir gün uzaklaşırsan,
Dünya yine döner belki ama
Ben yönümü şaşırırım.
Çünkü pusulam sensin,
Yolum, yönüm, sabahım.
Kalbimin en aydınlık yerinde dur,
Hiç batma demiyorum,
Sadece ne olur,
Doğmayı unutma.
Çünkü ben,
Senin ışığında kendim olmayı öğrendim.
Ve bil ki,
Bu dünyada bir kalp var,
Seni hep Güneşim diye anan…
Kayıt Tarihi : 26.12.2025 13:02:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!