hangi kıyametin eseridir bu virane
koşulsuz sevgilerin duraksızlığı
yordam bilmeyen yolların sersemliği midir
güneşe yerleşmeye karar verilmişken
akşam üstüne alınmıştı biletler
yalnızlığın ahvali pek cezirdi
yok anam yok yaşanmaz bu dünyada
diye başlayan feryatlardan kaçılıyordu aslında
oysa güneş göründüğü kadar parlak değildi
monoton bir sıcaklıktan başka neyi vardı ki
ha aydınlık mı diyorsunuz
yok efendim ateşin eseriydi
güneş aslında şeytan işiydi
bronzlaşmak falan hikaye
iki bulut yan yana gelince
kalıyordu güneş arkalarında
yani senin anlayacağın manzara sıfır o zamanlarda
ne yapacağız güneşte
gel gidelim seninle dünyaya
bundan başka dünya mı var deme
burası başka alem
bir de Amerikasız olanı var
sonra hemşerim güneş çok tepede
ben duramam öyle ampul gibi yüksekte
korkularım bunlar işte
hala diyorsan sömürgesiz bir mekan istiyorum
yok anam bu adamların eli var güneşte bile
seviyorsan güneşi otur izle
ne lüzum var akın etmeğe güneşe
bak işte yaradan koymuş tepemize ampul gibi
o bize akın ediyor her gün bu saatlerde
otur oturduğun yerde akın falan yok güneşe
Kayıt Tarihi : 7.1.2007 02:20:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Büyük usta Nazım Hikmet Ran'a saygılarımla... biz güneşi içemedik üstadım,güneşe özendik ancak,onda da korkularımız ağır bastı...kusura bakma...
![Osman Coşkun](https://www.antoloji.com/i/siir/2007/01/07/gunese-ozenenlerin-turkusu.jpg)
güneşi her gün geliyor penceremize konuk hesabı...biz güneşide ateşide şeytanıda utandırdık...yok bir çırpınışımız....
teşekürler
güneşi her gün geliyor penceremize konuk hesabı...biz güneşide ateşide şeytanıda utandırdık...yok bir çırpınışımız....
teşekürler
gönlünden sevgi eksik olmasın
salim erben
Şiiri okuyunca bazı kurtlar oynaşıverdi beynimde.
1-' ne ölümden korkma ayıp ne de düşünmek ölümü'
2- Nasreddin Hoca, halkın isteği üzerine Timur'un makamına çıkıp, Timur'un getirttiği fillerin sayısını azaltmasını isteyecektir..İsteklilerle birlikte yola çıkar...Timur'un makamına yaklaşınca bir de bakar ki Hoca Nasreddin, arkasında kimse kalmamış..
-Fillerinizden çok memnunuz, biraz daha getirir misiniz demeye gelmiştim..der hünkara..
Sonuç: Yola çıkılanların, insanları yolun yarısında bırakmayacaklarından emin olmaları gerekir..Bunun bir ölçüsü de yaşanan aydınlık ve bulutlu günlerdeki yaşantılardır...Bilenler bilir...bilmeryenler masal okur!..Senin bunu, pratik içinde görecek kadar, henüz uzun bir yol yürüdüğünü sanmıyorum Osman kardeşim..
3-Dediğin gibi ve Nazım'ın dediği gibi .
'Söylemeye dilim varmıyor ama/ kabahatin çoğu senin / canım kardeşim!'
Sevgi ve saygıyla gözlerinden öperim..
TÜM YORUMLAR (8)