Bir sabah yola çıktım,
Güneş sırtımda, rüzgâr önümdeydi.
Yol uzun, evet,
ama uzun yollar insanı büyütür.
Bir yanım mavi gök,
bir yanım taş, toprak, umut.
Cebimde biraz sessizlik,
biraz da hayal
Yine de içim kıpır kıpır:
“Bir viraj daha, orada belki ışık vardır,” dedim.
Virajlarda içim kaydı birkaç kez,
Ama güneşin bana öğrettiği bir şey var:
Düşsen bile,
ışığına dönersen
yeniden doğarsın.
Yıldızlar, gecenin alnına serilmiş umut taneleri gibiydi,
birini tuttum,
“Sen kalbimde kal,” dedim.
Birini rüzgâra bıraktım,
“Geri gel, eğer özlersen…”
Yolun ortasında bir sessizlik büyüdü sonra.
Ne sabah vardı artık, ne akşam.
Yalnızca içimde yürüyen bir ben.
Belki Nazım’ın “yoldaş” dediği o ben.
Ve sonra bir an
her şey sustu.
Sadece kalbimin sesi kaldı.
Gece indi yavaşça,
Sirer’in sesiyle döndü kelimeler:
Bir yıldız düştü önüme,
Adını koyamadım.
Belki "umut",
belki “sen”,
belki “artık gerek yok” dedim içimden.
Güneş çoktan gitmişti,
ama izi kalmıştı alnımda;
bir ten gibi,
bir hatıra gibi,
bir inanç gibi.
Yol hâlâ uzun,
Virajlar hâlâ yerinde,
Ama ben eskisi kadar korkmuyorum artık.
Çünkü biliyorum:
Güneş her sabah yine doğacak,
Yıldızlar her gece yeniden yanacak,
ve ben
her defasında
biraz daha kendime döneceğim.
Kayıt Tarihi : 25.10.2025 11:06:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!