Her gücün ardında, onu çökertecek, bir başka, güçlülük vardı...
İki hâle düşmek de, güç denemesiydi...
Avucumda kokun kalmalıydı belki de bunu düşlemek bile huysuz düşe girerdi, ama isteklere zincir vurmaktı ömrü zehir eden...
Aslında bu günlere düşülünce, bu güne kadar farkındasızca içine daldığım bu sevme macerasının zamanı geçtikçe ruhumda derin izler bırakarak bu günlere ulaşması pek kabul edilir gibi değildi sanırım. Neden mi çünkü bu kadar çilelerle baş etmeye çalıştıkça ruhsal yapımın bozulması ile düş köprülerimin yıkılması çoğu zaman aynı yaşam zamanlarını anı olarak hatırlamamdı ruhumun yırtılmasına sebep…
Seni okudukça, seni yaşadıkça, kendime küçüldüm, içimde yükseldin hep, sesimde nefesimde, düşüncelerimde ve hayal kurmalarımda hep büyüttüm seni…
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman