Cam kırıkları ve katreler vardı
/inci gibi ince, zarif hatta latif
Hepsi pırıl-pırıl idiler
Herkes ve ben bakıyorduk
Sordum: Neden parlıyorlar
Biri, güneş var dedi
O parlaklık güneşten geliyor.
Diğeri;
Güneş diye birşeye inanmam
O parıltılar da ondan olamaz dedi
Tartışmalar sürüp gitmişti tatsızcasına
Ben güneşi görüyordum.
Hem o parlak şeylerde ve hem de gökte…
Söylemiştim tatlı dille bunları
Parlamaları güneştendir diye…
İnanmayan; yutkundu ama düşünmedi
Bilemedi nedense
Bir diğeri şöyle dedi;
Güneş parlak şeylerde görünüyor
Bir tek olduğu halde birçok oluvermiş
O tekrar yutkundu ama düşünmedi
Bunlar güneşten değil
/güneş de zaten yok dedi
Haşmetli bir güneşi kabul edememişti
Ama pırıltılar adedince
/güneşleri ve güneşcikleri
/kabul edivermişti
İnkârı öğrenmiştik,
Sebebini öğrenemedik.
18.10.2016
Bedri Tahir AdaklıKayıt Tarihi : 19.10.2016 08:09:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
ömrü boyunca hiç ışık görmemiş karanlık kafalar da güneşten o kadar anlar.
Aslında, cam kırıklarındaki parıltı ne kadar güneşse, ya da güneşç,kse, onlar da o kadar adamdır ya da adamcıktır.
Üstelik, kendilerini, başka adamları yönetecek kadar adamdan sayar o zavallılar...
Teşekkürler Bedri bey paylaşım için,
saygım ve sevgimle efendim,
Ünal Beşkese
TÜM YORUMLAR (13)