Uzaklarda uyku mahmurluğunda sevgili,
Belli belirsiz ayrılır dağlar, ha var, ha yok,
Horozlar ilk ışıklarının özlemiyle günün,
Farklı besteler söylüyor, uyur insanlık.
Rüyaların gizemine dalgın bütün binalar,
Kucakla bebek gibi uyumakta insanlık,
Gri bir siluet tepeler ve inceden kızıllık,
Dağlar derinlerde kalmış; ha var ha yok,
Gecenin affına sığınmış bütün insanlık.
Nefesini tutmuş müşfik bir anne gibi,
Horozun ötüşü, bir bebeğin ağlaması,
Açılmayan göz kapaklarıdır annelerin,
Uyumakta, tazelenmektedir bütün şehir.
Uzakların derin grisinde belirsiz dağlar,
Sanki Kaynayan demlik buharında uzaklar,
Kızıllığın pembeyle meşki var sadece,
Bebek ağlamaları da, yorgun, dalgın,
Mis kokan yanakları ve nefeslerinde,
Henüz hayatı uyandıran buseler yok.
Hayat; gül ve misk-ü amber gibidir,
Anason, ıhlamur kokusu basmış gibi,
Bebek kundağı mı desem bu şehre?
Sevgili yanağı mı, yüzü mü annenin?
Kadife yanağı mı yeni doğmuş bebeğin,
Süt kokan nefesi midir, bu Mahmurluk?
Mest olmuş, sevgili kollarında insanlık.
Ezbere biliyoruz dağlar, güneş ve aydınlık!
Saklambaç oyunu şimdi doğuşu güneşin,
Oysa ne gece kalacaktır, ne karanlık!
Güneş bir gelin, nazlanır, dağlar ardında,
Gelecektir canlanacak elbette insanlık!
Kayıt Tarihi : 17.8.2015 07:27:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Sabah namazı sonrası, zevki, feyzi ve ilk sonrası!
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!