İlk karısı öldüğünde büyük oğlu beş yaşındaydı. İkinci karısı Zeynep kendisine beş çocuk daha vermişti. Zeynep ile evlendiğinde, Zeynep henüz on yedi yaşlarında ergenliğe yeni adım atmış sıska, uzun saçlı güzel genç bir kızdı.
Lacemi (oğlum) o gün Xızır orucunun son günüydü, köydeki bekar genç kızlar hep bir evde toplandık sirimizi (babuko) yaptık. Eğlence, şaka oyunlar eşliğinde bir güzel yedik sirimizi. Çok güzel bir geceydi. Kimse su içmedi, herkes rüyaya yatacak. Kim kimle evleniyor o gece rüyasında görecek. Eğer o yıl içinde evleniyorsan, evleneceğin kişiyi rüyanda görüyorsun.
O gece herkes umutlarını, sevdasını koynuna alıp uyudu. Uyandığımızda kimimizin sevdalısı, kimimizin umutları koynundan uçup gitmişti. Beni sorarsan iste… Gece rüyamda babamların kapısının önündeki kavaklardan birine çıktım, direk babangilin evine, bower’e baktım. Ne bileyim işte kavak kırılır sandım. Ve o yıl baban geldi beni istedi. Anam verdi, babam karşı çıkıyordu vermek istemiyordu. O yüzden anama sitemim var. Neyse baban ile evlendiğimde henüz on yedi yaşlarındayım, halen koyun kızları ile Kemere Ibis’te, kendimizin yaptığı bez bebekler ve oyuncaklarla oyun oynuyorduk. Yemek zamanı ya da evde bir is varsa, baban gelip beni eve götürüyordu. Bugün olmuş baba tek fiskesi dokunmamış. Baban hiç üşenmez benimle hamur yoğurur, ekmek acar hem de pişirirdi. Çok yemek yapmasını bilmiyordum ama baban çok güzel, lezzetli yemek pişirirdi. Baban çok zorluk çekti onun bunun ahırında, tarlasında, tapanında hem de çok ezildi çok. Öyle yıprandı ki, hemen çöktü, çok üzülüyordum. Çocuklarımın babası hak etmediği bir hayatin içinde ezilip durdu.
İşte bende böyle böyle alıştım Silo’ya, sevdim Silo’yu. Desen ki yüreğindeki ateş, ateş sönüyor tabi ki ama işte külü kalıyor.
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta