Yıl Beş Yüz Yetmiş Bir, aylardan Nisan
Alemlere rahmet güneşi doğdu.
Habibullah oldu O Yüce İnsan
Kalplere muhabbet güneşi doğdu.
Zirvedeydi o gün; dalalet, zillet,
Toplumu sarmıştı her türlü illet.
Bitti sayesinde devr-i cehalet
Aleme saadet güneşi doğdu.
Kız evlatlar sokulmazdı ocağa.
Diri diri gömülürdü toprağa,
Zulmetin arttığı karanlık çağa
İslam’la hidayet güneşi doğdu.
“Çöle İnen Nur”du asırlar evvel,
Yunus der; “Hem adı hem kendi güzel”
O gece her şeyi ile mükemmel
Edep, haya, iffet güneşi doğdu.
Doğruluğu dürüstlüğü gösteren
Fenalığı, azgınlığı da yeren,
Sevgi dolu nice mesajlar veren
Bir büyük hitabet güneşi doğdu.
Doğmamıştı, baba koştu ölüme,
Hakk sahip çıkarım dedi kuluma,
Der ki o yetimi alan Halime
“Evime bereket güneşi doğdu”.
Anne gitti; Yaşı altı olunca,
Yaş sekizdi dedesi de ölünce.
Peygamberdi yaşı kırka gelince
Aydınlandı ümmet, güneşi doğdu.
Haksızlıklar karşısında susmayan,
Akrabayla alakayı kesmeyen
Darılmayan, gücenmeyen, küsmeyen
Nezaket, zarafet güneşi doğdu.
Benimsemez; Bedduayı, laneti
Her durumda dua idi adeti.
Göğüsledi baskıları, şiddeti
Taif’te cesaret güneşi doğdu.
İnsanları davet etti İslama,
Krallar, Kisralar geçti selama.
Bağdat’a, Basra’ya, Mısır’a, Şam’a
Hazreti Muhammet (S.A.V.) güneşi doğdu.
Kayıt Tarihi : 8.5.2016 16:26:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!