Siyahın aleni ürpertisi girdi demek içine;
Gül yüzün bıtkınlığın esirliğinde demek...
Sen asıl karanlığın ne demek olduğunu bilirmisin?
Hiç derinliğinin kuytusuna düşüp çıkmazında sürüklendin mi?
Boğulduğunu hissettiğin halde aklından çıkmak bilmeyen,
Yitiremediğin bir düşünceye mahkum kaldın mı?
Sabahı olmayan bir şehrin soğuk yüzünde üşüdün mü hiç
Yıllardır kutupların karanlık akşamlarında boğuştum,
Zaman karanlığa çalışır..
Aleni siyahlığıyla kaplanır hava,
Sabahsız günlerin ızdırabı.
Işıksızlığın ürpertici soğukluğu...
Aklından çıkaramamanın ince sızısı kaplar yüreğini..
Bıçak kesiği gibi ince ve can yakıcı bir düşüncenin,
Izdıraplı yokuşlarında koştun mu hiç...
Sen hiç sensiz kalıp isyankarlığının çığlıklarında boğuldun mu..
Onaltı ay oldu sensiz geçen...
Saniyeleri dahi saydım bıkmadan
Rüyaydı dedim inandıramadım yüreğimi...
Bekledim avutamadım kendimi...
Ben hiç yıldızsız gece görmedim oysa...
Güneş tüm hazanıyla aheste aheste ayrılır karşımızdan...
Lacivertin koyu dalgalarına bırakır yerini
Zaman geçtikçe siyahına bulanır gece,
Güneş sevmez mi hiç dünyayı sanıyorsun...
Güneş arada çekip kendini kıymeti bilinsin ister...
Yufka yürekli ve merhametin kalbidir.
Kıyamaz yerini yıldıza aya bırakıp ışığının yansımasını sunar...
Mehtapla yarattığı umut ışığıyla bulandırır geceleri..
Sen hiç sonsuz bir karanlık gördün mü hayatında..
Her yolun bir sonu varken,
Her tünelin bir çıkışı varken,
Sonu ışığa ermeyen bir yer bilir misin hiç
Koy ellerini yüreğime..
Sor bakalım sensizliğin her anında adından başka bir şey sayıklamış mı
Ağıtlarını katık yapıp güneşin doğmasını beklememiş mi hiç...
Ben seni sensiz severken
Şimdi sen umutsuzluğun pençesinde mi sanıyorsun kendini...
Güneş herkes içindir...
Aydınlığı tüm tepelere vurur...
Sonunda sen bile gelmişken beni imkansızlıklarla korkutamazsın....
Şimdi sil gözyaşlarını...
Ben bir kez görebilmek için yüzünü usanmadan beklemişken seni...
Senle doğan güneşimin arşına çıkmışken...
Bekle biraz...
Senin içinde doğar güneş elbet...
Umutsuzluğunun yaşları ırmak gibi çağlayacak mı sanıyorsun...
Çevir başını doğuya bak...
Günün doğmasını umudun teninde yerini
Şafağın söküşüyle güneşe bırakmasını bekle
Cesaretsizliğini yüreğinin uçurumundan at,,
Cesaretle seyrini değiştireceğin hayatı bekle...
Bakmasını bil etrafına...
Senin için parıldayan yıldızları ve ayı gör artık,
Sönen gözlerinin ferini yeniden al.
Sevginin gücünü görmeyi öğren önce...
Kayıt Tarihi : 12.5.2007 20:21:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Tuval 11 umut: Boşluklara elimi şıkırdattım bana ilham perilerim bu umut sihrini yolladılar ((: Umuda dair onca yol var ki anlatacak..Hepsi aynı yerde buluşuyor...Aklıma geleni olduğu gibi anlattım. Okuyan herkese teşekkür ediyorum...Saygılarımla
Boğulduğunu hissettiğin halde aklından çıkmak bilmeyen,
Yitiremediğin bir düşünceye mahkum kaldın mı?
............
Umut, acı, hüzün kısacası yaşam sığdırılmış dizelerin arasına...Yaşın umudun kapılarına yakın ...Ve şiirle dostluğunu hiç bozma ...Kutlarım...Sevgiler...
Siyahın aleni ürpertisi girdi demek içine;
Gül yüzün bıtkınlığın esirliğinde demek...
Sen asıl karanlığın ne demek olduğunu bilirmisin?
Hiç derinliğinin kuytusuna düşüp çıkmazında sürüklendin mi?
Boğulduğunu hissettiğin halde aklından çıkmak bilmeyen,
Yitiremediğin bir düşünceye mahkum kaldın mı?
Sabahı olmayan bir şehrin soğuk yüzünde üşüdün mü hiç
Yıllardır kutupların karanlık akşamlarında boğuştum,
Zaman karanlığıa çalışır..
Aleni siyahlığıyla kaplanır hava,
Sabahsız günlerin ızdırabı.
Işıksızlığın ürpertici soğukluğu...
Aklından çıkaramamanın ince sızısı kaplar yüreğini..
Bıçak kesiği gibi ince ve can yakıcı bir düşüncenin,
Izdıraplı yokuşlarında koştun mu hiç...
Sen hiç sensiz kalıp isyankarlığının çığlıklarında boğuldun mu..
Onaltı ay oldu sensiz geçen...
Saniyeleri dahi saydım bıkmadan
Rüyaydı dedim inandıramadım yüreğimi...
Bekledim avutamadım kendimi...
Ben hiç yıldızsız gece görmedim oysa...
Güneş tüm hazanıyla aheste aheste ayrılır karşımızdan...
Lacivertin koyu dalgalarına bırakır yerini
Zaman geçtikçe siyahına bulanır gece,
Güneş sevmezmi hiç dünyayı sanıyorsun...
Güneş arada çekip kendini kıymeti bilinsin ister...
Yufka yüreklidir ve merhametin kalbidir
Kıyamaz yerini yıldıza aya bırakıp ışığının yansımasını sunar...
Mehtabla yarattığı umut ışığıla bulandırır geceleri..
Sen hiç sonsuz bir karanlık gördün mü hayatında..
Her yolun bir sonu varken,
Her tünelin bir çıkışı varken,
Sonu ışığa ermeyen bir yer bilirmisin hiç
Koy ellerini yüreğime..
Sor bakalım sensizliğin her anında adından başka birşey sayıklamışmı
Ağıtlarını katık yapıp güneşin doğmasını beklememişmi hiç...
Ben seni sensiz severken
Şimdi sen umutsuzluğun pençesinde mi sanıyorsun kendini...
Güneş herkes içindir...
Aydınlığı tüm tepelere vurur...
Sonunda sen bile gelmişken beni imkansızlıklarla korkutamazsın....
Şimdi sil gözyaşlarını...
Ben birkez görebilmek için yüzünü usanmadan beklemişken seni...
Senle doğan güneşimin arşına çıkmışken...
Bekle biraz...
Senin içinde doğar güneş elbet...
Umutsuzluğunun yaşları ırmak gibi çağlayacak mı sanıyorsun...
Çevir başını doğuya bak...
Günün doğmasını umudun teninde yerini
Şafağın söküşüyle güneşe bırakmasını bekle
Cesaretsizliğini yüreğinin uçurumundan at,,
Cesaretle seyrini değiştireceğin hayatı bekle...
Bakmasını bil etrafına...
Senin için parıldayan yıldızları ve ayı gör artık,
Sönen gözlerinin ferini yeniden al.
Sevginin gücünü görmeyi öğren önce...
Hatice Kelleli
Hatice Kelleli
******************* Haticem bende sana tşkr ediyorum .. tbrk canısım .. yüreğine emeğine sağlık ..sevgiyle kal seni sefiyom hep yaz emi ..
şiirlerini çok beğenerek okuyorum .. tam puan ..
TÜM YORUMLAR (13)