ince,çok ince
çizgilerden atladım.
var ile yok
ölüm ile kalım
arasında
gittim geldim.
herşey bana
herkes bana,
küstü ana.
şarkılar yalan
şiirler yalan oldu.
dün yalan.
hayat,
eski,siyah beyaz
bir fotoğraf oldu.
yarın olmayabilir
o da yalan.
tek gerçek sen varken,
ölümü seçmedim
seçemedim.
bir de,
hayallerime küsmedim
küsemedim.
kıldan ince
kılıçtan keskin
köprü üstündeyim ana.
yıldızların bana
armağanı olan hayat,
bana küstü.
ırmak boylarında
iğdeler karaağaçlar,
salkım söğütler,
üstünde,
kuşlar gibi yürüdüğüm
sarmaşık böğürtlenler
bana küstü.
ırmağın dibinde kaynayan
buzdan soğuk,
yıldızlardan duru
çaykaralar bulandı
içemez oldum.
bu kadar aşklar yaşadım.
dağları,
ırmakları kucakladım.
aşkı,
gözlerinde yaşadığım
kutsalm yaptığım
taptığım,
ak göğsün üstüne
kafamı yaslayıp,
gözyaşlarını öptüğüm
aşk bile,
bana küstü ana.
damarlarımda dolaşan
deli kan,
kafdağının ardında ki
anka kuşu
karagözlü ceylan
o bile
bana küstü ana.
geçti geçecek deyilim,
düştü düşeceğim.
hayat dediğim,
avuçlarımda
bir kızıl kor oldu ana.
tut tutabilirsen
geç geçebilirsen.
ayın altında yürümek,
geceyi gündüz
uzağı yakın etmek,
hani,
benim işimdi ya,
ay bana küstü ana.
geçti geçecek deyilim
düştü düşeceğim.
hayat bana küstü.
umutlarım hayallerim,
GÜNEŞ bile
bana küstü ana
Kayıt Tarihi : 16.4.2007 01:58:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)