göklerin parıltısını ver bana
sorarak yürümeliyiz evet
okuyarak öğrenmeli
ve dokundurarak biteviye günlere
derince solumalıyız yaşamı
bir karanfil gibi ince gövdeli
sevgiye açık alınlarda
korkmadan unvanlardan
taşımalıyız var oluşumuzun kanıtlarını
sesinin yankısını bes(te) lediğin sular
aksini gösterir yalnız
korkmadan göstermelisin içini
eski defterlerin sararan yaprak uçları gibi
kıvrılan altın saçlarınla
şaşırtmacı algılara düşmeden
sendelemeden
yazmalısın göçebe yalnızlığımızı
yaprakları eşeleyen dost bir sonbahar esintisi gibi
dursun dipdiri alnında
tütsün yontucuların keskin soluğu
heves et sen
ele geçirelim bu çağı
biriktirelim suyu, güneşi
bulutlar açalım soframıza
üstüne gülüşler serelim
dört atlının çektiği
sarmal salkım dizeler göveriyor şafakta
göğünün en aydınlık köşesini ver bana
karanlık karanlıkta gizlenir ancak
erteleme gönencini
tecimen yolların çağmaya yüz tuttuğu
serkeş imgelerinle taçlandır zaferlerimizi
varsıl gömütlerin mermer ezincine
düşmeden
ellerini ver
uzak ülkeler getirdim sana
Kayıt Tarihi : 23.1.2017 19:56:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!