Akşamlar bir hüzün veriyor burda
Karakış boğaza dolduğu zaman
Munzur hançer olmuş sanki bu sıra,
Eğin'in bağrına daldığı zaman.
Karasu derin bir yasa bürünmüş
Hep yanık türküler kulaklarımda
Tuttuğum tüm yollar sise büründü
Yorgun bir koşuşun duraklarında,
Köpüren bir pınar olurum şimdi.
Garip düşünceler boğarken beni
(Barajlar Fırat vadisindeki kültürü silip yok etti)
-Bir varmış bir yokmuşla başlayan tüm masallar,
Baraj sularında boğuldu gitti.
Ne Kaf Dağı,ne Zümrüd-ü Anka kuşları,
Hepsi de bir anda yok olup gitti...
Varılmaz yerlerde değil arzular
Yoksul düşlerimde bir küçük yıldız
Uzatsam elimi değdi değecek
Ansızın uğrular keser yolumu
Ne haraç isterler nede canımı
Kızıl güneşlerde Nüfud Çölü'ne,
Suna boylum,gönlüm sana akmıyor
Kara bağrım karalanmış bu sıra.
Sen sanma ki sevdan beni yakmıyor,
Nice dertler sıralanmış bu sıra...
Aşkın ile Kerem olup yanamam
Sabah rüzgarına astım sevdanı
Nettimse bir türlü kurumadı yar.
Bu derdin bulunmaz derler dermanı
Ay geçti,yıl geçti çürümedi yar.
Düşümde her gece sensin gördüğüm
Tatlı bir esinti denizden yana,
Eserken selamın yele salıver.
Kimbilir nerede, bilinmez sona,
Koşarken bir ateş sen de çalıver.
Yorgunum uykusuz geçen yıllarda
İşmar edip beni çağırma n'olur
Perişan düşmüşüm gelemem şimdi
Bahar yaz geçince bir hüzün kalır
Dört mevsim kaldı mı,bilemem şimdi!
Mutlu diyarlara varmadı yolum
Yaklaşık bir asırlık yaşanmış hikayeler,
Anlattı ninim bana uzun kış geceleri...
Kıtlık senelerinin hüzünlü sayfasını,
Tarih bile düşmeden anlatırdı ard arda! ...
Üstünde yürünmeyen eski yollar nasılsa,
Ninemin Türküsü de,unutulmuş parçalar...
Issız bir köşede kalmışım yine
Duygular en hassas yerde kördüğüm
Süzgün bakışların gelir gözüme,
Yanıp kavrulurum gönül verdiğim.
Bazen hasretinle bir hoş olurum
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!