Yaşanmamış hislerin içinden geçip geldin
Henüz duyulmamıştı, azaptan kaçıp geldin
Ah u zarla inleten şuruptan içip geldin
Ey gönül yeter artık, beni yazmaya geldin
Çizilmemiş bir resmi sanki çizmeye geldin
Uzaklardan çıkmışım, bilinmez bir yoldayım
Yolu bilmem, iz bilmem; bir dervişle haldeyim
Dedim bana yol göster; söyle hangi yoldayım
Dedi gezgin dur hele, bu yol gider har aşka
Şafaklardan kaçmışım, karanlık bir yerdeyim
Sevdiğim, bu sabah salını geldin
Yanımdan geçerken, sanki bir eldin
Selamım almadın, yüreğim deldin
Yeşil gözlerinin, kurbanı oldum
Siyah saçlarını omzuna döktün
Akşamların hüznünü, karanlığa bağladım
Demek ki kaderimmiş, ömür boyu ağladım
Sazımdaki ritimle, yüreğimi dağladım
…Gel benim nazlı yârim, beraberce coşalım
…Eller ne derse desin, boyutları aşalım
İçimde her zaman kanar bir yara
Gün doğarken eser yeller içimde
Bir ürkek ceylanın gözünde kara
Kar yağarken eser yeller içimde
Âşıkları yakan od kederine
Say ki ılık ılık dolar ah ki yakar baharda aşk
Say ki o gün ateşle kor olsa asıl yürek yanar
San ki atar damar donar bünyeye kan taşır iken
Bil ki oluk oluk değil damlayarak akar pınar
Gizlenmişti melunlar, boyaların rengine;
Kimi davul olurdu çaları hep dengine.
Adanmış ömürleri, boş hayaller peşine;
Kimi şöhret ararken, boş verirdi işine.
İyi düşün sakın ha, dönülmez hata yapma
Daha gençsin nefsine uyup da zan’a sapma
Tuzak dolu her taraf, eğri olana sapma
…Ey gönül bilmelisin, biçmek için ekersin
…Yıllarca sönmeyecek, har ateşler yakarsın
Altında beyaz kaya; adın “Yukarı Şehir”
Âşık söylerken maya sevdası olur nehir
Hasret en acı zehir kana akar ey Harput
Kuzeyde Pertek durur, kıble yönünde Hazar
Bir ömürlük gurbette yaşar kimi şen-şakrak
Kimi çok yoğun halde her gün hüzne boğulur
Kimine pencereden gül güler yaprak yaprak
Kimi gecede kalır düşünde kurtlar ulur
Kimi çalışmaz, yatar; yine de hep kâr bulur
Bahta yalnızlık düşen yürürken ağır, aksak
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!