Yazılmamış bir kitaptır önünde duran yaşam
Yazılmamış bir kitap sen yaşadıkça yazılacak olan
Boşuna bekleme bu kitabın yazarını
Sen kendin yazacaksın hayatının romanını
Zamana bel bağlama zaman seni oyalar
Kimsenin oyuncağını kırmamıştı.
Almamıştı kimsenin bebeğini elinden
Öyleyse neden?
Yağmur yağmur kurşunlar geçiyordu üzerinden
Ellerinde tüfekler,tabancalar,
Kocaman,kocaman amcalar,
Bir belkiye bağladım tüm umutları,
Bir belki hep sıcak tuttu korları.
Saniyelerin bile hesabını yaparken,
Bir belki aldı götürdü yılları.
Yalvarırım çöz artık şu kördüğümü.
Adım: Mehmet,
Memleketim: Türkeli
At sırtında doğmuşum ben.
Onun için yazmaz nüfusumda doğum yeri
Takvim yokmuş benim doğduğum çağlarda.
Anam bilmezdi seneleri, günleri.
Aldırma güzel çocuk, aldırma sen annene
Koş, bağır,yorul,terle hayat senin kime ne
Yorululunca uzanıp sırtüstü çimenlere,
Bin uçanhalına da sür istediğin yere .
Bu sihirli bir çağdır, uçanhalın yat olur
Bindiğin ince çubuk, bir küheylan at olur
Kazanmayı değil sömürmeyi öğrendi ana rahminde
Emrindeydi annesinin eti,kemiği,kanı
Tahtı elden gidince bastı figanı
Tek kişilik saltanatın dokuz aylık sultanı
Ezildiğine değil,ezemediğine ağladı
TORUNUMA
Böyle oyuncaklar yoktu bizim çocukluğumuzda
Böyle dört duvar arasına kapanıp,kalmazdık
Bir dere kenarında,bir harmanda,kırda,bayırda
Akşama kadar çelik,çomak oynardık
Koşar,bağırır,çığlıklar atardık
Biz bu dünyayı teslim aldığımızda mevsimler vardı
Baharlarda yağmur,kışlarda kar yağardı
Emerdi yağmuru karı toprak
Çeşmelerden gürül gürül sular akardı
Biz bu dünyayı teslim aldığımızda meyvenin,sebzenin kokusu
Bir sen kaldın beni terketmedik,
Seninle geçti çocukluğum, gençliğim
Seninle geçiyor yaşlılığım.
Nice dostlar,sevgililer terkedip gitti de,
Sen hiç gölge düşürmedin sadakatine.
İğne atsan yere düşmez kalabalıklarda bile,
Bir gün
Bir akşamüstü
Uzuz,uzun çalsa kapımın zili
Uzun,uzun kesiksiz
Uzun,uzuın hınzırca
Ve kapıyı açınca
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!