Cemil abim
Güzel abim
Sen düşeli mapus damlarına
Tam üç yıl üç ay oldu
Tam üç kış üç bahara kavuştu
Ardından ağlayanların olmadı
Yine seni suçlu bildiler
“Pek kötü adamdı hak etti” dediler
Sen düşeli mapus damlarına
Çok rüzgârlar esti ağaçların dalına
Çok yağmurlar yağdı asmaların altına
Çok da güneşler doğdu battı
Sen göremedin…
Fötrlü Cemil!
Kendini güneşten mahrum ettin
Ne ettiysen kendine kendin ettin
Nasılsın! diye sorulmazmış kader mahkûmuna
Hoş, kaderin ne suçu var bunda anlamam ya!
En güzel esaret altın kafeste de olsa,
En fena özgürlükten betermiş
İnsan bir avuç aydınlık için
Bir ömür verirmiş.!
Yüreği gündüze hasret kalanlar
Öksüz yaşayıp yetim gidermiş…
Cemil abim
Güzel abim
Sana bir iyi çokça da kötü haberim var!
Komşudan çalıp bahçene diktiğin güller soldu
O yavru köpeğe yaptığın kulübe tarumar oldu
Evinizin çatısı son fırtınada delindi
İçinde haller kurduğun odan bir göle çevrildi
Evindeki son ışık da söndü
Ah be Cemil abim
Annen… öldü…
Asumanı sorarsan, ki bence sorma
Kendine başka bir sevda buldu
Gitti senden beter bir ayyaşa tutuldu
Gelecek yaza düğünleri var diyorlar
İnsanı mapusluk değil
Kalleşlik öldürür bilmiyorlar!
Senin yere göğe sığdıramadığın aşkın
Alnının çatından vuruldu
Üç kuşaktır anlatılan sevdanız
Üç gün de unutuldu!
Bir tek şekerci Mustafa hatırlar seni
Sen bir tek ona adam gibi adamdın
Bir tek ona masumdun öyle değil mi?
Arada bir gelip evinizin karşısına
Bağıra çağıra inletir bütün mahalleyi:
“Cemil…
Fötrlü Cemil, fırıldak Cemil…
Neredesin Cemil…”
Kayıt Tarihi : 11.5.2024 19:13:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!