mahsunluğum, yine firak sancısı var diye,
masumluğum, hakikattir cümle hükümlerde,
er olduk, mir olsak da her meydanda,
nefsimizi ayrı tutmadık şükür; bu meyanda
Gecelerin sessizliğnde kaybolur ömrüm
Susuz çeşmelere bırakıyorum dolması için kovamı
Hakettiğimiz şeyler vardır hep kaderimizde
Hüzün, maalesef yudumladığım her nefes.
Yeni limanları çok oldu geride bırakalı
Sevmeye görsün insan şu alemde birini
Vallahi yitirirmiş o zaman aklını-fikrini
Tek bir dostu anlayamazmış derdini
Akil olan sever mi bu fani hayatta birini?
Yılmazmış, sevdasından delermiş dağları
Yanıyor canım, hiçbir söz yetmiyor,
Bu bekleyiş, tahammülü zor geliyor,
Bir muamma denizinde gemi ilerliyor,
Daha bilmemedeyim sonu var mı seferin?
Tüm malumatım bir hiçliğe çıktı,
ilk adımım, sana doğru, geriye oldu
yazık. yazıklar ki mutluluk bana hayal oldu
beklerken gelecek günleri baktım ki zaman doldu
ey sevdiğim.hayatta yerim meçhul oldu
sarsmazdı hiç bir acı bu zayıf bedeni
Sindiğinde yüreğimin ortasında bir kenara
Yalnızdın, kimseler yoktu, artık senden başka
Halini sen dahi anlayamadın, veremedin mana
Düşman olmuştun sanki, o sevdiğin hayata
Kimseler sormamıştı, kimseleri anımsamamıştın
Hangi alemleri gezerek gelirsin yanıma,
Hangi alemlerden bakarsın bilmem ki bana?
Gülüşüne gizlemişsin sendeki başkalığı,
Rüzgarlara saklamışsın üzerindeki rayihayı.
Günlerimin sonu özlem oluyor maziye,
Ve başlangıçları sevk ediyor beni hayale,
Mana dilenmez ve Zaman affetmez
Hayat; bir muamma, Zaman; bir hakim,
Susturulmuş, sindirilmiş bir ömrüm var,
Bilinmedik duygulara talip oldum,
Gecenin sessizliğinde rüzgarla kayboldum,
Bir uğultu, çok ama çok uzaklardan,
Bilmediğim bir alemde kendimi buldum.
Firak, firar, göç; her neyse adı,
Üç beş satır sözde saklandım sevdaya,
Prangalara vurulmuşken başladım firara,
Gün gün eritirken meydan okudum zamana,
Efsunlu gözlerinde buldum ben kendimi.
Aşılmayan dağ, geçilmeyen çöl mü kaldı?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!