Elediğim boşluğa dökülen kırıntıların korkunç hiçliği
Benzer sayıklama nöbetleri.
Karanın küfü salıyor kokusunu,bir dal kırılıyor dışarıda,bir cellat
Neden dolaşıp duruyor orta yerde…
Yine eylül
Yine
Sevgilimsin , kim olduğunu düşünmeye vaktin yok,yapacak
işleri düşünmekten
Kalabalığın içinde kalabalıktan biri
Gecenin içinde bir yıldız, yitip gitmiş çocukluk gibi
Sevgilimsin,ak dişlerini öpüyorum, aralarında bir mısra gizli
Dün geceki tamamlanmamış sevişmeden
Devamını Oku
işleri düşünmekten
Kalabalığın içinde kalabalıktan biri
Gecenin içinde bir yıldız, yitip gitmiş çocukluk gibi
Sevgilimsin,ak dişlerini öpüyorum, aralarında bir mısra gizli
Dün geceki tamamlanmamış sevişmeden
düşüp düşüp geliyorum derinliğinden bir şiirin.. hani kıvrık bir gece gibi sayfada gizli, üstü örtülü bir sevda tanımı bu.. yaşayışın ve kabullenişin içinde birdenbire başkaldıran yan, o sisli ve tuhaf hüzün.. toprağın ve suyun hüznü.. ve aşk odaklı bir sesle çoğalan, bir umudun öyküsü.........etkili ve mükemmel bir şiirdi hocam.. yüreğinize sağlık, kutluyor, sonsuz saygılar sunuyorum..
Mükemmel bir baş yapıt gibi. Sevgiyle kutlarım.
Soğumaz ki eylülün harareti sussun dil boşalsın bulutlar…
Kolay soğumaz bu öfke, bu ateş... Eylülde yazılan aşk şiirleri bile nasibini alır bu olgudan.
Benim de büyük ağabeyim düşer gönlüme Eylüllerde. Evden kahveye diye çıkıp da günlerce sonra derin araştırmalarla bulabildiğimiz, gördüğü işkencelerin ardından parkinson olup yitirdiğimiz ağabeyim...
Her ne kadar şiire damgasını vurmuşsa da eylül sendromları sevginin gücü ağır gelip dizeleri kurtarmıştı bu baskıdan sonunda. Kutluyorum değerli öğretmenimi ve bu okumaktan büyük haz duyduğum şiirini. Nicelerine. Sevgimle...
Sanırım 'eylül sendromundan' kurtulamayacağız biz, bizim kuşak elbette öncelikle...
Ama öyle bir 'bulaşıcı ki', 33 yıl öncesinin 'apoletleri' sökülürken, tersi bir darbenin koyusunda kalanlar sanırım azınlık bilinciyle hiç anlamayacaklar, hastalığın köklerini...
Ne olacak şimdi?
Dün 'çavuştu', bugün 'polis...' Dün 'silahlı gücünü' emir/komuta eden vardı, 'bol zincirli...' Bugün yasamayı, yargıyı, emniyeti ardına alıp çullanan var!
Değişmeyense 'küresel çete...'
Değişmeyen başka ne?
Yine 'içteki işbirlikçiler...' Yine bilinçsiz, şakşakçı yığınlar! Yine uyuşan, yine 'bana dokunmasın, az sadaka' diyen emir kulları!
Ve yine değişmeyen 'farkında olanlara' kalan dermansız üzünç, utanç, çile, baskı, hapis ve ayrılık...
Ne yapalım? 'Sevdalarımıza' sarılmaktan başka ne kaldı yarına, yaşama direncine dair? Bari o 'ayrılık' çalmasa kapıyı...
Boşaldım, duruldum, öyle gidiyorum gecenin içine Necdet... Hani, 'acılardan zevk alıyorum' gibi bir şey.. Biraz 'arabesk' yani...
Kutlarım Değerli Dost...
'Yine eylül
Yine '
Derken, alıp gitti beni şiir ,gri derinliklere.Daldığım gri sessizlikten ,Öfke..Soğumaz ki eylülün harareti sussun dil boşalsın bulutlar… 'mısrasıyla ,o tanıdık eylül öfkesiyle sıyrılıp çıktım.
'Ay’a bakan yönüm sen ' mısasında ışığı yakaladım.
'Ateşler yak yarınlara ' derken yarınlara umut yükledim.
Ve ben baştan sona güzel bir şiir okudum. Dilerim ısırganlar kesmez yürüyüşlerinizi. Sizi canı gönülden tam puanla kutluyorum .Yolunuz açık ,kaleminiz daim olsun.
Sen nerede isen ben ordayım
sen nerdeysen dünyam o
sen nerdeysen mutluluğum orda....
Tebrikler serbest şiirlerin duayeni.
Uzun zamandır Antolojide yorum yazmamıştım ve bugün bir giriş yaptım:)
Öyle güzel şiirler okudum ki sizden ve dostlardan...Mutlu ayrıldım sayfalardan...
İşte sevdiğim şiirlerinizle yeniden karşılaştım ve her zaman yaptığım gibi birkaç kez okudum...Gördüğüm tablo, hissettiğim duygu şöleni mükemmeldi...
Güneşin doğduğu yerde heyecanla uyanmak gibiydi her satır ve verilen mesaj...Şiirin ovasında gezindim durdum...Harika bir sevgi rüzgarı ile karşılaştım..
Değerli kaleminizi tebrik ediyorum..Çok güzeldi....
Yazan kalemi ve yüreği kutluyorum.Değerli kaleminizden güzel bir şiir okudum. .+.+. Saygı ve sevgi ile kalın.
Hikmet YURDAER
Ne var ne yok topladım tüm notaları
Eski plaklardan birinde dönen o bildik şarkı
Avuçlarımda kurumuş ırmak yatakları
Adlarını unutan adamlar gördüm otogarlardan kaçan
Böğrümde üşüyen bir öksürük.
Yol gözleyen gri duman gölgeleri. ...Değerli hocam bu dizelerin duygularıma tercüman gibi otogarlarda o grı dumanı çok yuttum çok güzel izah etmişsiniz öyle öksüren insanlarıda çok gördüm mesleğim icabı yani otobüste on bir yıl çalıştım yüreğine kalemine sağlık güzel bir şiirdi yürekten kutlarım sevgi ve selamlar.
Eğer okuyup da bu gerçek mi yoksa diyebiliyorsanız, endişeleniyor, üzülüyor, coşuyor ya da seviniyorsanız bir şiir okumuşsunuz demektir.
Varlığımızla orta yerde duğduğumuz doğayı ne kadar algılayabiliyor; onun kurallarına ne kadar uyum gösterebiliyoruz. Günümüzden 400 yıl kadar önce Bir Tıp doktoru olan İngiliz William Harvey, Latince “hayat bir canlıdan doğar” anlamına gelen “omne vivum ex vivo” özdeyişini söylemiştir. 'Gündönümü Kapımızda' adıyla can bulan şiirden sonra 'hayat bir canlıdan doğar başka bir canlıya bağlanır' bağlanır diye ek yapmak mümkün olmaktadır. Bir sevginin var olduğu yerde her zaman bir canın başka bir cana bağlanması söz konusudur. Bu bağ sevgiliyle kurulur daha çok; ama canın başka bir canlıya gerçek anlamda bağlanması o sevgiliyle ortaklaşa dünya üzerine getirilen 'evlat' adı verilen oğul ve kızanlarla sağlanır. Bir diğer gerçek anlamda -ve çok daha fazla sayıda- cana bağlanma ise insanın düşüncesi ve eylemlerinin sonucu ortaya çıkan ürünleri yani eserleriyle mümkün olmaktadır. Bu tür bağlanmalar sonucunda o insan, diğer insanlar var oldukça yaşamaya devam eder. Son söylenenler bir felsefe niteliği taşıyan görüşlerin dışında olup pek çok yerde benzer ifadeler kullanılmış; yaşadığımız dünyada gördüklerimiz her zaman bunu doğrulamıştır.
Evet, tekrar edeceğim: okuyucuda sormaya cesaret edemediği sorular bırakıyorsa, daha kısa bir deyişle inandırıyorsa o gerçek bir şiirdir. Yani şiir hissedilir bir dokunuştur.
Sevgili Necdet Hocam, sihirli ve hissedilir dokunuşuyla, doğayı algılayışı ve onunla uyumuyla şiirinizin kalıcı olacağını söyleme hakkımı kullanmak istiyorum. Selam ve saygılarımla.
Bu şiir ile ilgili 24 tane yorum bulunmakta