Bulutlar dizilirken gökyüzünün imine
Çiğ tohumlar ekilir saf toprağın rahmine
Bereketiyle büyür, şehrin süsünden uzak
Betonlaşan dünyanın gürültüsünden uzak
Sırayla nöbet tutar sabrın kapı eşiği
Sükûnetle sallanır emeğin ak beşiği
Bu sevda denizinde sanki gizli bir nun’dur
Leylasını bekleyen çöl yorgunu Mecnun’dur
İşte vakit gelmiştir, gülümsüyor gün yüzü
Sabahın seherinde kıpırdanır yeryüzü
Çat diye çatlar tomur, göğsü yırtarcasına
Karanlıktan sıyrılır kabuk atarcasına
Zincirlerini kırıp hayat yolunu izler
Görklü bayrak misali yükselir gür filizler
Sarıya boyanırken Anadolu’nun koynu
Tarlalarda göverir narin başağın boynu
Önce bakıp çekinir gül yanaklı zen gibi
Sonra parmak ucunda döner semazen gibi
Kor ışığa süzülür tabiatın iğinden
Utangaç gözlerini alamaz sevdiğinden
Bir aşkın doğumudur günebakan çiçeği
Tüm nazı güneşidir, kimse bilmez gerçeği
Kayıt Tarihi : 4.5.2024 14:06:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!