BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN DOSTLARIM
Bayram ne de olsa,varıp ellerinden öpeyim büyüklerimin,demiş olmalı ki erkenden geldi Bebek.
Yol yordam biliyor demek ki... :)
Duru'un kız kardeşi ; yani dördüncü torun iki gün önce bizlere katıldı.
Adını bilmiyorum henüz.
Sevinçliyiz ...Çoğalıyoruz...
Keşke yaşamımıza her gün başka güzellikler katılsa ve daha da çoğalabilsek.
Ama adını bir türlü koyamadığımız başka bir gerçek daha var.
Bizim kuşak adına konuşuyorum,dersem sanırım hak verirsiniz bana.
Yıllar geçtikçe başkalaşıyor her şey,yeniden tanımlanması gerekiyor zaman,kentler,sosyal doku,ilişkiler.
Çocukluğumuzun geçtiği kayıp sokaklar,parklar,bahçeler…Yavaş yavaş yok olan güzelliklerimiz.
Damağımızda kalan o eski tatlar
Ve mutlaka bayramlar…
Yaşamdan geri istediklerimiz o değin çok ki,hangisini sayayım!
Giderek yalnızlaşıyoruz .Galiba belleğimizde yer tutan adları,o sevecen geçmişimizi çaldılar göz göre göre.
Değiştirdiler bizleri de.
Şimdi daha da çok özlüyoruz geçmişimizi.Murathan MUNGAN’ın ‘Doğduğum Yüzyıla Veda’ adının o kitabına ne güzel yakıştığını düşünüyorum.
Yıllar geçer,durdurmak elimizde değil.
Ne ki,yaşamımızın temeline oturan o geçmiş zaman bayramlarını nerede yakalayacağız ve nasıl getireceğiz şimdiye?
Sorun bu bana göre.
Ziyaret ettiğimiz evlerdeki o sımsıcak karşılayış şimdi hiçbir evde bulamıyoruz.İtiraf etmeliyim ki bizler de sımsıcak karşılayamıyoruz konuklarımızı.
Evet,bizler de değiştik!
Kazara bayramda bir yakınımızı,tanıdığımızı evinde ziyaret etmezsek boşluğumuz bırakırdık,öyle düşünürdük.Yüzümüz kızarırdı bayram geçtikten sonra onlardan biriyle karşılaşırsak.
Galiba başka türlü bir ayrılık bu.Geçmişimizden,geleneklerimizden ayrılıyoruz.Şimdiki kuşağın dilinden düşürmediği bir sözcükle anlatmamız gerekirse eğer,daha cool bir yaşama yer aralamak adına eski’ye ve onun tüm güzelliklerine kıyıyoruz.
Nasıl okuyacağız şimdi’yi,şimdinin bayramlarını?
Güç değil!
Geri istediklerimizi alamamanın hüznü içinde ‘buna da şükür,demek mi zorundayız acaba?
Bilmiyorum.
Zaman her şeyi yeniden öğretmek için kuruyor zembereğini ve bizler yeni durumlara ayak uydurmaya koşulluyoruz kendimizi.
İç içe geçen ne çok bayram günleriniz vardır,şimdiki bayramlara çok yabancı duran,değil mi Dostlarım?
Kendi evrenimizde izleri duran geçmiş zamanların bayramlarını arıyorum.Bir bayram günü Arnavut sırasıyla komşu kapılarını çalmak için Arnavut kaldırımlarda yürürken tökezleyip yere yapıştığım ve hiçbir şey olmamış gibi ama acı içinde kıvranarak şuraya buraya saçılan şekerlerimi toplamayı özlüyorum.
Gittiğimiz kimi evlerde köpüklü kahvelerini hüpletirken gözleri büyüyen büyüklerimizin edalarını arıyorum.
Güzel yaşadığımız bayramların yerinde şimdi neden küllerin ve yıkıntıların sahne aldığını düşünüyorum.
Kendi kişisel albümümdeki birkaç bayram fotoğraflarıma durup durup bakıyorum.
Adına ‘Bayram’ dediğimiz ayrıcalıklı bir olgunun bu yazıya böyle malzeme oluşundan dolayı üzülmüyorum,dersem yalan söylemiş olurum.
Günlerinizin esenlik içinde geçmesini dileyerek Ramazan Bayramı’nızı kutluyorum…
yirmidörthaziranikibinonyedi
Necdet ArslanKayıt Tarihi : 24.6.2017 14:39:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (2)