...
'Zeytinburnu..!
Sayın yolcular bu yöndeki son istanyonumuz...!
Bağcılar istakametine gidecek yolcularımızın
Bağcılar tramvayına,Atatürk Havalalimanı,aksaray
arasında çalışan metroya aktarma yapabilirler.'
Her zamanki anons, ama sesin sahibi değişmiş
İstasyonlar,güzergahlar da yeni hizmetlerle...
Belediye aziziliği,yolcular şaşkın.
hangi kapıya yöneleceğini istasyonda bekleyen
yolculara göre ayarlarlar.
Bazen tam tersi olur,kapı, kalabalığın olduğu
yöne açılır.
Binenle inen, iç içe büyük bir izdimhala itişme
kakışmayla çabalar.Yaşam mücadelesi,istanbul'un
gerçek yüzü.
Allahtan kapı tersten açıldı,kargaşa yok.Sağkapı
açıldı.Sabah kalabalığı,geç saat uygulaması az
işe yaramış.Her kes hızlı hızlı koşar adımlarla
çıkış türnikelerine doğru ilerliyor.
Hantallığım,olaki ilerlemiş yaşımın kurbanıyım
Türnikeler aynı türnikeler,değişik sesler çıkışlar
çırt çırtlar,girişler kısa vik viklerle iç içe
sanki gerçek yaşamın provası.Gerçek yaşamda da
kimi doğumla güne 'merhaba',kimileri de ölümle'elveda'
der...
iyi, bizim akbilci memur beg yerinde,sırada kuyruk
var.Dikkatimi çekmiş olmalı ki,bu uyanık memur beg
bazen iytiyacını karşılamaya-gidermeye giderken
kartondan çivi ve el yazısıyla' erizelidir' ilanını cama
içerden takar.
Hava bulutlu,yağmur taneleri yeri benekliyordu.
Metroya aksaray yönüne gideceğim,sağmalcılara
Aha,metro geçti,otomotik yaya merdiveni de arızalı
ne yazık ki, çivi yazısı yazılı değil.Bazen bu merdi
venden sorumlu bey efendi de sırf sığarasını içmek
için otomatiği kapatıp sırra kadem basar uyanıklar
Allahtan bu önemli toplu taşıma araçlarında görev
almışlar.
Bilinçli mi,değil mi...?
Vah vah çitlerdeki sarmaşık yeşeren fidesini en
nazik çocuğu bebesi,taç yaprakları kaldırıma uzanmış,gelen
geçen üzerine basarak ezmiş geçmiş.'Üzgünüm sarmaşığım
elden ne gelir.Yapabileceğim birşey yok garibim
böyle yerlerde böyle uyanıklar görev alırlarsa ki
alıyorlar.Senin göreceğin günler de böyle olur.'
Taş merdivenlere yöneldim.Hızlı hızlı adımlarla
geç kaldım.İlk durakta saniyelik zaman farkıyla
kaçırmıştım.Beş dakika geç kalmama sersebep oldu.
Şimdi de metro geçti,burda da bir beş dakika eder
on dakika.Yani işe on dakika geç gideceğim.
Uyyyyyyy sende mi güzel çocuk!
Ne işin var, sabah sabah merdivenlerde dilenmeye?
Roman kardeşlerin çocuğu olduğu her halinden belli.
Bronz tenli,kıvırcık saçlı,yalın ayak ve mühteşem
bir güzellik.Belki kahvaltı parası topluyordur.
yaşam mücadelesi,kolay gele çocuk,üzgünüm memurum,
memur dilenciye verecek parayı elde elde etmemiş daha.
yine bir giriş turnikesi,aynı haraket.aynı sesler
ama değişik insanlar,hızlı hızlı koşuşmalar.Aşağı
yukarı gidiş gelişler.
Otomotik iniş merdiveni yok bu istasyonda.sadece
yukarıya doğru çıkış var,o da eğer bizim uyanığın
sığara mollasına denk gelmezse çalışır.
Sabit merdivenlerden iniyorum,pek kalbalık yok.
Metro ya hava limanından gelecek olanını bekliyoruz
Karşı taraf yolcuları bize rahat rahat nazar etmekteler
Hay allah şu kargalara bak!
Rayların bulunduğu boşluğa çıkmış kahvaltı için
yiyecek bir şeyler arıyorlar.Ne kurnaz hayvanlarmış
Hem sakin,hem de emniyetli bol yiyecekli bir yer!
Tıpkı dilenci çocuk gibi yer tercihi yapmışlar.
Sağlı sollu yollcular sahne de ki kargaları sabah
sabah seyrediyorlar.Güzel bir sahne!
Yarabbim!
Şu serçelere kim akıl vermiş?
Metro istasyonun tavanına boşluklara yuva yapmışlar
Ne güzel 'cik cik 'diye ötüyorlar
Haydaa!
Bir dişi, bir erkek birbirlerine kur yapıyorlar!
Sevimli yaratıklar utanma nedir bilmezler ki, doğaları
gereği,belki insanları da böyle biliyorlar.Burda bu
provaları yapan bir kaç çift genç- arkadaş görmüştüm.
Olaki onlara özenmişler.Birazcık elverişli yer.
Kuytu yer!
Sabah vakti serçeler cik cik lerinde havanın yağışlı
olduğunu anlıyorum.Ben köylüyüm,köyde kuş beslerdim
Az çok dillerinden anlarım.İnsanları pek anlamadığım
için simalarına,hal ve haraketlerine bakarım.
En nihayet metro geliyor,geç kaldığımı amirime ben
nasıl izah ederim.
'Kaza oldu'derim.
Ama gerçek bir kaza,olduğuna,
Anonscu kızı,akbilci memu begi,
sarmaşık dalını-filizi,türnikeri,yürüyen,yürüyemeğen
merdivenleri,dilenci çocuğu,merdivenciyi,kargaları
ve serçeleri şahit gösterebilirim...
..........kısaca on dakikalık istanbul'un yaşamını,
yaşam felsefesini anlattım,anlatabilirim.
.........?
Kayıt Tarihi : 14.10.2006 21:44:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Ama yine de istanbul Mühteşem bir kent! Zorluklarıyla,güzellikleriyle,hem yaşanılır, hem de yaşnılmaz bol insanlı bir mekan. Ülkeye sultan bir yer! Süleyman kaya 14.10.2006
Kutlarım güzel bir çalışma güzel bir yolculuk belkide sizinle karşılaşmışızdır oralarda Anlatım çok güzel gönül gözü açık bir şair anlam ve mesajı olan bir şiir Emek ve yüreğine sağlık diyorum
www.mazlumzengin.com
Çalışma harikaydı. Bu tür çalışmalar ileride, bir kentin sosyal yaşamından parçalar olarak tarihe geçecek. Devem dostum. 100 yıl sonra, yüz yıl önce Istanbul diye torunların kitaplarını okumalı..
Tebrikler.
TÜM YORUMLAR (3)