Sapan taşıyla kırılmış camlarıyız.
Tütün sarıp içmekten yahut bir gün herşeyin düzeleceğini
beklemekten,
anası ağlamış yurdumun.
Yoldaşı oldum nihayet ;
Şifalı otlarda
çaresini bulamadığım
derdimin
İlkin şükretmeyi öğrendik herşeye.
Ve sabrederek yaşamayı
birde.
Sık sık tenbihlenmişiz susmak için
Konuşupta
başımız girmesin diye
derde..
Yağmurun ve hüznün
derinden
hissedildiği,
Unutulmuş
kenar mahallelerden
geçerken
camları hızla kapatılan arabaların,
yinede içinde duyulur kokusu
yoksul insanların..
Herkes görmek istemez
tütmeyen bacaları..
Buz gibi yüreklerde,
Kurum bağlamış
acıları
Keyfini kaçırmayalım diye
beylerin.
Yola bakan duvarlarını
habire maviye
boyuyoruz,
Yoksul evlerin
Yine de güzeldir
dava! adamlarının!
Muhabbetleri.
Hafif müzik ve kahkahalar
eşliğinde
akşam ziyafetleri.
Arkeologlar dağlarda ararken
Nemrud'un kalıntılarını.
Memleketin ileri gelenleri,
dişlerinin arasından
çıkarmakla meşgul,
haram kırıntılarını.
Berzah alemine uğurlarken
Gidenleri
Bir taraftan karşılama yaparız
Gelenlere
Tıka basa doldursa da işkembeyi
her gün,
Rastlamayız nedense
doydum
diyenlere..
Kayıt Tarihi : 26.7.2022 22:02:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!