GÜNBATIMI DÜŞLERİ....Bir Kitap:

Arap Kurt
875

ŞİİR


18

TAKİPÇİ

GÜNBATIMI DÜŞLERİ....Bir Kitap:

“Alaca Belediyesi Kültür Sanat Yayınları Şiir Serisi”nin ikinci kitabı olarak yayınlanan “ Günbatımı Düşleri “, şâir Arap Kurt’a âittir.
“Günbatımı Düşleri”; Arap Kurt’un ilk şiir kitabıdır. 128 sayfalık kitapta, 93 şiir bulunuyor.

Şâir Arap Kurt; hemen hemen her mevzûya el atmaya çalışmıştır. Ağırlıklı olarak aşkın fizikî ve metafizik yönlerine temas etmiştir.
Allah ve Peygamber sevgisi ile, bunları esas alan vatan, millet, bayrak aşkı, Arap Kurt’un vazgeçemedikleridir. Bir noktaya takılıp kalmak, mes’elelere dar bir açıdan bakmak demektir ki, şâir kelimesinin geniş muhtevâlı mânâsına da ters düşer. Bu bakımdan, daha dikkatli olunması gerektiği ve aşkı, bayağılıktan uzak tutmanın zarûreti bilinmelidir.

Bilhassa, hece vezninin 6+5, 4+4, 7+7, 4+3’lü kalıplarıyla yazdığı şiirlerinde gayet güzel numûneler görmekte ve gelecek adına da ümitlenmekteyiz. Bunun için; hem Alaca Belediyesi’ni, şiirin ve şâirlerin önünü açan bu faaliyetinden dolayı ve hem de bu şâirini tebrik ediyorum.

Dedim ki; Şâir Arap Kurt, “ Bilhassa, hece vezniyle yazdığı şiirlerinde gayet güzel” örnekler vermektedir. Serbest vezinle yazdıklarında da-yer yer -güzel şiirleri bulunmasına rağmen, bunlar, hecedeki başarısını asla yakalayamamaktadırlar. Bu sebeple; “ bilhassa hece” diyorum!
Bunun ispatı olarak, “ Gönül” başlıklı şiirinden iki kıt’a sunuyorum:

“ Derdimi söylesem gül açmaz olur; /Sen böyle bir hazan gördün mü gönül?
Sis çökmüşse göğe, yol geçmez olur; /Sebebin turnaya sordun mu gönül?
(.) Suyu dinle,suyu, akarken (ç) ağlar! /Gözlerim, gözüne bakarken (ç) ağlar!
Bülbül, çilesini çekerken (ç) ağlar! / Yoksa, yâr sırrına erdin mi gönül? ” (sy.83)
Arap Kurt’un, kelime hazînesi yeterli olup, bu kelimeleri kullanmadaki rahatlığının daha da artarak devam edeceği kanaatini taşıyorum.

Her zaman söylüyorum: bizde (hepimizde ve her işimizde) , müthiş bir “ acelecilik” vardır. Bir işi hemen bitirip, “oturmak “ istiyoruz. Halbuki,şiirde, hayâl/his, sayfaya/sahaya indikten sonra, yeni bir “iş ameliyesi “- yeni bir merhale- başlamaktadır/başlamalıdır. Bu da; bu ham maddeye, aklın ve bununla da muhakemenin katılmasıdır. Nedense, bundan hep kaçıyoruz!

“ Kerkük” başlıklı şiiri, kanayan büyük bir yaraya basılan şifâlı bir parmaktır:
“ Bir ana düştü yere/Bağrı sürünür yere!
Başında bala ağlar/ Kurban düştüğü yere!
(.) Kerk’ün dağı taşı/Diktir Türkmen’in başı.
Dünyalar senin olsun/Vermem bir çakıl taşı! ” (sy.99)
Sözlerimi, Şâir Arap Kurt’un, yine “ Âlâcalı” değerli bir şâir olan Salim Kanat Bey’e ithâf ettiği “ Neler Oluyor Usta” başlıklı güzel şiirinden birkaç kıt’a sunarak bitirmek istiyorum:

“ Bir kez gönlümüzce gülmedik diye,/Söyle kahrımızdan ölsek mi usta?
Engelleri bir bir koymuşlar diye,/Söyle yolumuzdan dönsek mi usta?
(.) Yedik bol keseden kısa zamanı; /Bil ki, tane dökmez garip harmanı.
Ve yalan dünyanın yalan devranı,/Başımız dönmeden insek mi usta?
Delikse cebimiz dökülür hepten,/Neye yarar sırtta ibrişim cepken?
Bırak bahaneyi, al unu ipten,/Aynaya bakıp da gülsek mi usta! ” (sy.118)

M.Halistin KUKUL
Köşe Yazıları

Arap Kurt
Kayıt Tarihi : 9.5.2013 13:42:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Arap Kurt