Henüz başında iken gençliği uyarmanın,
Erdin mutluluğuna sevdiğine varmanın.
Sen Ashab-ı güzinle hemhal olurken öyle,
Bize oldu mirasın “çekirdek”ten harmanın.
Şimdi, mutlu dünlerle mutlu yarınlar bağı,
Göz kırpışı birliğe, son buluşun nifakın.
Kabukların açılıp, özün belirme çağı;
Düşüşü yükseklerden, çıkardığı şakşakın…
Korku yüreklerinde tükenmez sancı veren,
Seherde yollara düşen aydınlık.
Çağırır düşlerden göksel izleri.
Özsularda can bulur bezginlik;
Umutlu bir ışık sarar yüzleri.
Bir sentezdir başlar akça düşlerde;
Sevmek yeni ufukların ötesinde
Salkım yıldızlar boyu.
Tandır sıcaklığında tutkulu düşlerin
Gözler dalgın-buğulu.
Zaman avuçlarında bir beyaz çizgi.
Koklamadan solan goncam andıkça,
Vah çeker de yanar yanar bu gönlüm.
Domurcuk güllere bülbül kondukça;
Ah eder de kanar kanar bu gönlüm…
Düştü yola bir bir gezer diyarı,
Yaşamak dün sevgi olmak gönülde
Dar odaların sıcaklığı ellerinde
Kaçıncı dönüşü akşam sularının
Yorgun geyik dizlerinde.
Cuma sabahlarından aranan neydi
Bukle bukle saçların dökülmüş te omzuna;
Düğüm düğüm bağladı gönlümü çeker gider…
A kız tahammülüm yok fazla cilveyle naza;
Destek oldu da işven aşkımı yeder gider…
Vurdu beni kalbimden belalı bakışların,
Doruklaşan arzu el sallar düne,
Döllendirir şafaklarda çağrıyı.
Girer Anadolu yeni bir güne,
Tutan has mayadır bilen ağrıyı.
Söndü kör ellerin yaptığı aşı,
Yöreyi hep zıtlar sardı,
Ayıklayan el olayım.
Işık saçan törem vardı,
Bulup saran kol olayım.
Kuş kanadı gönlüme eş,
Benden,senden geçelim,
Bir kaynaktan içelim;
Hası kelden seçelim.
Öze kaftan biçelim…
Gönüllerde aşk olup,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!