Beynimin kıvrımlarında
Kırk kilit altında saklanan
Kahrolası Erzurum akşamlarında
Umut olup avuçlarıma yazılan
Her dem-i feryadı figan
Bir geceden arta kalan
Karasu adı gibi kara değil dost
Yosun kokusudur aklımı başımdan alan
Sevgilinin gözleri gibi
Tüm kuralların
Aykırısıdır Karasu
Dünya ıslak bir yorgandı
Ben bir türlü ısınamadım
Gün oldu yandım
ama ısınmadım
ısınamadım………
Gittim;
Gece bir çığ gibi devrildi üstüme,
Senden bir selam getirmedi rüzgar.
Fırtınalar koparken yüreğimde,
Ne bir ses ne de haber var…
Bir dua kımıldanır dudaklarında,
Bir kuş çırpınır durur,
Göğsünün tam ortasında.
“Aynada kendini görüp çıldıran,
Kuşa benzer.“
Hüzün sana sen hüzüne benzer.
Ruhumun çıkmaz sokaklarında,
Dört nala koşturan…
Bir çağ yangınının ortasında,
Karlar altında kalan..
Her demi feryad-ı figan,
Bir ömrün ahirinden kalan…
Bir eylüller aldı aklımı başımdan
Deli divane düştüm sevdalara
Bir de nisanlarda yenildim ben
Aşk denilen masallara….
Eylülün hüznü doldukça yüreğime
Gülse de yüzün,
Yüreğin ağlardı.
Ne zaman baksam gözlerine,
İnce bir hüzün yağardı…
Kimseler görmezdi,
* DOLU DOLUYDU
SONSUZ KUTLUYORUM *
Ey Hüzün..!
Gülse de yüzün,
Senin adın hüzün.
Ey Hüzün..!
Şimdi desem ki..!
Gel dost bir dergaha varalım,
Yaralarımızı kendi ellerimizle saralım.
Umudun peşine düşüp,
Güneşi uyandıralım..
Gün ışısın,
Çiçekler büyüsün…
Ey Hüzün..!