Lokma değil o boğazinda düğümlenen
Bir hatıranın bıraktığı izdir
Yudum yudum yudumlanır
Eski bir şarap gibidir hatıralar
Kabına sığmaz taşar
iç içebildiğin kadar
Bir kitabesin sen, güzelliği anlatmaya
yıllardır çözülemeyen
Seni gören, bir daha görmek ister
Göremeyen ah eder
Sende toplanmıştır,şairlerin isteyipte anlatamadığı şeyler
Sende toplanmıştır,Heykeltraşların taştan oyup
Kurulur aramızda bezen, muhabbet sofrası
Boğazımızdan değil başka şey, muhabbet geçer
Belirir gözlerde, bir sevinç parıltısı
Düşmez bir damla yere, kurur geçer
Bir dost şarabıdır içtiğimiz, tadı muhayyer
Bir gün üzülürüm, eger kolay seversen
Alamazsan bir karşılık, sevdiğim kadar
Bir gün kahrolurum, bir tebessüm edersen
Bir çift söze vurulup, kalırsan naçar
Kaderin bir sillesidir, olursa bir gün
Ümtlerim bazen kar tanesi
Ya düştüğü yerde erir
Ya da savrulur çığ olur
Bazende yağmur damlasıdır
Ya düştüğü yerde kurur
Ya da sel olur
Denizin ne hıncı var, şi koydake kayadan
Sürmüş cefası çok uzun zaman
Gözler oluşmuz üzerinde sıralı
Her dalganın çarpışında olmuş ağlamaklı
İşte böyle bir eser denizin yarattığı
Kolay çıkmaz söz ağızdan, konu aşksa
Gözler konuşur orda bir lahza
Herkez yanar bir şeyden, düşer derdine
O öyle bir hesap ki, döner kendine
Neden bu mevsimsiz açan güller
Sebep ne durmadan öter bülbüller
Hangi surdan, hangi burçtan
Aştın da geldin bilemiyorum
Bir rüya,bir serapmıydı
O kahreden serin görünüşün
Tipinle endamınla seni tanımak
Tarih sayfalarından izini bulmak
Ne ekersen onu biçersin deselerde
Ölçü alma sen bunu gönül bahçende
Bir tek gül açmaz bazen
Bin fidan diksende
Bazen de ağlatır hasat
Bir ömür biçsende
Bir okyanusta sanırım kendimi
Baktığım zaman gözlerine
Kaybeder gibiyim benliğimi
Daldığım zaman seyrine
Bir kurtuluşu ararım
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!