karmaşası en yüksek dağa benzer
ben de bıraktığın hüznün
hani şaraba benzese,
üç-beş günahı göze alır içerim;
...İstanbul’u adım adım gezdim
balık ekmek,üstüne de şalgam
faydası yok imge ne söylese de
ben İstanbul’la hüznünse yokluğunla gezer
şimdi herşey gömülüdür anıların dibinde,
beni aldın götürdün,
sen seni götürme
sen kal bari geri de...
diyorum ama;
cümlelerin de ruhu ve hafızası vardır...
belki bu yüzden evren
cümlelerde saklı anlamlar için küçük ve dardır...
ciddiye alma beni herşeye rağmen
bakma böyle çığlık bastığıma
yaralınım,
aklımın paslı menteşeleri nasıl da gıcırdıyor bu gece,
yine herşeyi mahvettin o aklın menziline girince...
her hüzün
fışkırdığı yerde durur,
her yalnızlık
hüznü aşk gibi bir tutkuyla vurur;
beynim neden çatlar durur
söyle düş kıranım
söyle;
senin için (cesur bir hayal gibi) yanmadım mı,
senin için bir ömrü bir gün saymadım mı?
...şimdi ait olduğun yerdesin..
arsız bir kısrak düşü gibi kendini
gecenin duvarlarına çarpabilirsin artık
kayıp milyonlarca cümleden birisin
velakin,
hayatı yıkayan yağmur olsan
günahlarımı yıkatmam sana bilesin...
Kayıt Tarihi : 1.3.2011 14:57:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!