Günahkar Sevdan Şiiri - Musa Menekşe

Yalan, dillerde gebe olmuş kahpelik diz boyu
Eziliyor ayakaltında verdiğin bütün yeminler
O sözlerin yok, o sarılmalar kopkoyu
Seni hangi söz aklar şimdi, hangi gidiş temizler...

Seni, bir bayram sabahı eylülünde sevdiğimde
Sözün de gözlerin gibi temizdi, tertemiz
Saklarım bu dönekliğin ruhsatını benliğimde
Söyle bana anasından çiğ süt emen hangimiz.

Adını adımdan üstün tutup sayarken
O senin her şeyini verdiğin aşka ne oldu?
Her gece pencerende şafaklara kayarken
Terk ettiğin uykular, aşka giden o yoldu

Sanma ki şimdi, doğduğun kadar bebeksin
Sen benim kumdağımda adım attın yürüdün
Gönlün bu acıyı sonsuza kadar çeksin
Dün çınardın içimde, bugün orda çürüdün.

Her saat yıkan her gün derin sularda yüz
Haber sal benden bir okyanustan birine
Elbet bir gün toprak olup ikimizde çürürüz
Kalbin bana aitken gerek yok ki dirine...

Bir gecede kaç ay var bir cümlede kaç saat
Sen de benim gibi aşkı kutsal mı bilirsin?
Ben yokum pencerende, zahmete girme yat
Anlamzsan dilimden için kat kat ezilsin.

Güzelliğin gök kubbe gibi kuşatırken aklımı
Ben aşkımı, bir içimlik hevese meze yapmadım
Benim olan herşeyin şimdi hala saklı mı?
Senden sonra ömrümde hiçbir aşka tapmadım.

Şimdi, yağan yağmurlar sana bakan güneş
O geçmiş günleri fısıldar mı? Bilinmez.
Sanmıştım ben seni, özü doğru tam bir eş
Günahkâr da olsan, yine aşkın silinmez.

Onca gece onca gündüz ayrı geçti de aradan
Başımı senden başka bir yastığa koymadım
Kaderse bu çözülmez, birleştirir yaradan
Senin ağzından çıkan bir ünlüye doymadım.

Senin bir sırrın var, bir Allahta bir bende
Değişir kalp atışın boynundan öptüğüm an
Bu aşkı toprağa verip alıp başını gitsen de
Yine de ölmez aşkımız. Ey sözünde durmayan!

Musa MENEKŞE
25.10.2011/Saat:Gece yarısı