GÜNAHI ve SEVABI BİLMEMİZ GEREK..
Selamünaleyküm gönül dostlarım. Ben çok şükür Elhamdülillah Müslümanım demekle maalesef yeterince Müslüman olunmuyor. İbadet konusunda her nedense ihmalkarlık yaparak  kusurlarımız fazlasıyla bulunmaktadır. Bunları telafi etmeye ömür yetmeyebilir. İslam dünyasında birbirinin kusurunu örtmek yerine daha da açıp, topluma rezil durumuna düşürmek isteyen cahil zihniyetler vardır. Günahı ve sevabı daima bilmemiz gerektiğini vurguluyorum. Ben her şeyi bilirim bana nasihat gerekmez diyenlerde ihmal etmektedir.
Ana baba hakkının ödenmesinin Allah rızasına bağlı olduğu bilinen gerçekler arasındadır. Canım ciğerim diye üzerine toz kondurmadığınız evladınız zaman çerçevesi içinde dünya hırsına bürünerek özel ve güzel günlerinizi unuttuğu gibi, babalar gününüzü kutlamayı da unutarak muhtaç olduğunuz dönemlerde uzak durması bence yavrunuza çok şey kaybettirmektedir. Hiç kimse varlığına da, sağlığına da , dirliğine de asla güvenmesin. Birlik beraberliğinizde bozulabiliyor göze de yaşlar dizile biliyor. Her şeyin hayırlısını diliyorum.
Senin onca iyilik yaptığın insanlar seni menfaatleri uğruna yıpratabiliyor. Bu durumda onlara hakkınızı helal edip etmemekte sizin elinizde. Çünkü alacaklı durumdasınız. Sizinle helalleşmeyi üzen taraf düşünse bile gönlünüzü alıp bedelini de ödemesi gerekmektedir. Maalesef günahı ve sevabı bilmeyenler,  haram helali de bilseler bile uygulamaya geçemezler. Aslında Allah rızasını kazanmak için gönül almak, kul hakkına giren varsa telafi etmeyi düşünmek, bilerek veya bilmeyerek işlenen tüm günahlara tövbe etmek en doğrusudur. Ömrü olanda bir gün yaşlanacaktır. Muhtaç, mağdur yaşlılarımızın duygularına tercüman olabilsek ne mutlu.
 
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.
Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de... Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye. Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda, gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim. Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer. Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...




Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta