Gün olur huzur avına çıkarım

Sabo Kosimova
38

ŞİİR


6

TAKİPÇİ

Gün olur huzur avına çıkarım

Bugün Fransızca kursundan çıktığım gibi içimde garip bir istek uyandı :
Fransa’nın Türkiye şubesi olan Beyoğlu ziyareti .

Birkaç ay evvel Salah Birsel okudum
"Ah Beyoğlu Vah Beyoğlu"sunda anlattıydı ince ince Beyoğlu kahvelerini ,
Nisuaz , Lebon, Markiz ve ressamların takıldığı Viyana kahvesi oradan tanıştım bir ressamın aşık olduğum "karadut" şiiri ile
Birde Kahve-i Flam vardır bana soğuk gelen :
"Meşhurdur efendim Kahve-i Flam
Fransızca gerek orada kelam
Alafrangalık boncur, bonsuvar
Merhaba derseniz alınmaz selam"

Ah biliyorum birçoğu artık kalmadı
ama yine de bir nostalji keşfi yapmak bir ihtiyaç olarak içimde kaldı

Hemen atladığım gibi travmaya soluğu aldım Eminönünde
O an
Bir Sezai Karakoçluğum tuttu, doğuda kalmamı dileyen doğudan yana olan
bende Eminönünde kaldım böylece Taksime uğramadan.
Mısır çarşısı caminin arkasında kokusunu yayan, sonra
En yaşlı simitçiyi kestirdim gözüme ,
kendisinden lezzetli bir ‘çatal’ aldım denemeyenlere şiddet ile tavsiyem..

Belki de en çok Orhan Veliden bir fırlamaydım bugün
" Gün olur, alır başımı giderim,
Denizden yeni çıkmış ağların kokusunda.
Hele martılar,
Her bir tüylerinde ayrı telaş!...
Gün olur, başıma kadar mavi;
Gün olur başıma kadar güneş;
Gün olur, deli gibi.."
Kafam estikçe yalnız çıkar giderim nereye ruhum eser ise
Dizelerden de anlaşılacağı gibi
akabinde Deniz çağırdı beni
oturdum Karaköy köprüsünde seyrettim kendisini
Geleceğinden bihaber küçük bir çocuk gibi neşeli , gemileri dost sanıyor zavallı
Bende belli etmemek için korkunç geleceğini gülümsedim yalancı bir içtenliğim ile ,
Ah Marmara Denizim..
kulaklığı taktığım gibi dayanamadım sonra..
Sonra insanları gözledim onların niyeti başka
geldikleri gibi birkaç dakika dururlar anca çekim sonrası hiç bakmadan etrafına, ellerinde telefonlar ile ayrılırlar hızlıca hızlıca
Hepsi de..
Uzun saçlı genç bir fotoğrafçı hariç..
Profesyonel makinesi sabit bir yanda , mavi durur iken her yerde ya sigara içer ya bakar bana ,
bir derdi olmalı onun da
Bir iki saat kadar seyrettim denizi fotoğrafçı ise benden çok daha fazla kaldı
hüzün ile bakan gözleri ile bana..
Köprü altından döndüm hiç aldırmadan hüzne
Üstte umut ile bekleyen balıkçıların ağlarını oynattım şımarık bir çocuk gibi
dönerken aklıma geldi Nedim
" Hak bu kim yüzü suyudur dehrin
Yok benzeri cihanda o şehrin " ..

Ve ekliyorum yine, yok benzeri bakan Apollon kadar içten
Fotoğrafçıyı aldırmayışım belki de bu yüzden

2018 -Bahar

Sabo Kosimova
Kayıt Tarihi : 15.10.2020 22:43:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Sabo Kosimova