Cennetin sekiz kapısı önümdeydi.
Bazende kuşlar konmuştu, göğsünün tam üstündeydi.
Söğüdün dalına bir kelebek konmuştu,
Kelebek bile ağır geliyordu.
Dal eğilmiş, yerdeydi.
Sen benimleydin, söğütten de inceydin.
Bir bir kilitlenmişti kapılar, sen karşımdaydın.
Erguvanın açtığı an kadar güzeldi zaman.
Rengin ebegümeci rengindeydi.
Ferace bir örtüydü; yıldızlar tam altındaydı.
Revnak revnak yalkımlanıyordu gözlerimde.
Alavcandı gönlün, bakışın yıldızları bereliyordu.
Kapatsam birden düşecekti gözlerimden,
Sen gözlerini kırpıyordun.
Kıymık kıymıktı kirpiklerin, göğsüme saplıyordun.
Kapatmıştım gözlerimi, seni içime saklıyordum.
Gözleri olsaydı anın,
Gözlerin kadar güzel olurdu zamanın.
Her anı yorgan gibi üstüme örtüyordum.
Dinelmiş, saçlarını tarıyordun.
Tur dağındaydın, seni dinliyordum.
Çınladıkça sesin kulaklarımda, göğe eriyordum.
Nefesine kırgınlık çökmüştü, çatıktı yüreğin.
Salpak salpak saçlarından silkiyordun.
Yüzünü düşürmüştün, yepelenip toplayacaktım.
Belinmişti gözlerin, zamanı kovalıyordum.
Yorulmuştun; bir veda kadar yorgundu hevesin.
Elveda, sesine sığınmış bir andı zaman.
Her anın hayat kadar güzeldi.
Kayıt Tarihi : 25.5.2021 23:39:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!