Benim birinci günlerim pazarla başlar. Gavurun pazarda bile azamadığı bostandaki korkuluğumuzun bile korkuttuğu zamanlar. Sol böğrümde anam anam künde künde bir "İnce Sızı" var:
At pazarına gidip at aldım. Atımı seher vakti altından nalladım. Sevincime de gümüş mıhlarla nalça çaktım. Gün değer değmez işte benim böylece kara kızıl tenime: ateşler içinde terli yatağımdan fırladım ayağa kalktım. Kanatlarım uzadı uzadı uzadı.. Ennihayet en yukarıdaki müntehalara giderken gördüm ki dalları basmış kiraz. Bu yüzden çocuklarımın dokuyacağı gömleğimin kendirini hep kendi ellerimle ektim. Tekstil firmalarını böylece fitil etmez miyim? Ettim. Çünkü benim 1917'de ölmüş ölmüş de beni kurtarmış Üyüklü Topal Osman Atatürk atam var. Gitmiş de ölüsü bile gelmemiş yatırım var. Çünkü benim onun Sivas İslâm Kongresine bir hızlı tatarla gönderdiği sımsıcak mezarım var. Çünkü ben cumhuriyet çocuğu son kesenim: Almanı İngilizi Fransızı. Çünkü ben yamalı donumla, bitli başımla Ulus'tan kovulan sazı kırılan kör Veyselim. Çünkü ben İstiklâl'de vuruldum duymazım, gıcılayan aylarca kağnıyım.
Ve ben bazen tek
Hep bazen çiftçiyim
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta