gün döngüleri ve dinlenceden notlar
pazartesi;
sabah san auyandım yine
ellerim kokuyordu
kasıklarımda meşale
sol omzumun altı kıpırdıyor
dokunmuyorum
ev yanıyor
salı;
kedim öldü sabah
şimdi üzlüyorum
orada yalnız kalacak
minnoşum diyemiyeceğim
zaten ısırırdı bazen elimi
annemde sevmezdi
hastalık bu nankör derdi
bende intikam için
bir serçe öldüreceğim
minnoşun koynuna gömüp
iyi geçinsinleri dilerim
ruh ince minnoşum
ne çok canlar yaktı
bağlayayım serçenin ayağını
kaçıpta minnoşu yalnız koymasın
çarşamda;
üst katta su patlamış
ben tavandan nasıl yağmur yağar diyordum
sonra tuğla deliklerinden
gelen su'yu yakaladım
serinledim şimdi
bahtiyarım
perşembe;
tatile gitmek istiyorum
eylülde özellikle
ıssızlaşınca her yer
yakıcılığı azalırsa güneşin
mayomuda giyeceğim
dün kendime takım elbise aldım
hiç giymeyeceğim
pembe gömlek
gri takım
bordo kareli gravat
emnim çok yakışacak
pantolon paçaları dikilmedi
önemli değil
zaten giymeyeceğim ki
senle dans etmesemde olur
yakışıklı görünmesemde
ben tişört seviyorum
birde yırtık pantolon
iyi oluyor
terleyince hava alıyor
hem kasıklarım
hemde göğüs kıllarım
canım burnumdayken
koparım sayıyorum
tek mi? çift mi?
tek çıktı saydım
cuma;
pazara gidip
adalardan gelen komşularla
hiç bilmediğim bir dili konuşacağım
öğlen çipura
belki levrek
boş yeşil salata diyorum
sonra tost ekmekle doyuyorum
yanına soda
rahatlamaya
şiştim biliyor musun
krem rengi gömlek giydim
saçlarımı elimle taradım
beatlesdakiler gibi oldum
yalnız saçlarım dalgalı
denize benzesinler diye
cumartesi;
film izliyeceğim
dün bir kadın tanıdım
ismi monice bellushimi neydi
gözleri tıpkı sen
elleride kedim minnoş
etli butlu görünüyor
pek ufak geldi bana
anlatmadım ismimi
hoşçakal dedim
çektim gittim
bu sıcaklar varya gülüm
deli ediyor beni
ellerim üşüyor
ayaklarım yanıyor
ne gidebiliyorum
ne kalabiliyorum
en çok kaçmak istiyorum
sıcaklar beni bitiriyor
pazar;
sabaha kadar
seni uyuttum her yanımda
ben uyumadım
acaip sesler gelirde
duyup uyanmayasın diye
nefesimle
şarkılar söyledim gözlerine
öyel çok baktım ki
akıntıya kapıldım
açıklarda kaldım
içim üşüdü
üstünü örttüm
kirpiklerini saydım
780 tane cıktı
ne çokmuş değil mi
hiç bilmiyordum
kendimin ki sayamadım
aklıma gelmedi
bakarken gözlerine
hem ben çok saymamda
son pazartesi;
bugün sigaram bitti
sende hiç gelmemiştin
çok yalnızım
son salı;
bugünde çok yalnızım
yarinde sanırım
son çarşamba;
arap bir gazeteciyi okudum
katliamları anlatıyordu lübnanda
kızdım din savaşlarına
son perşembe;
dün üç kere öldürdüm kendimi
elimle ayağımla saçlarımla
tekme tokat saldırdım yalnızlığıma
tori amos dinledim uyudum
geç uyandım çayın suyu bitmişti
evi yakmamışım iyi ki
çilek reçelini özledim
birde ankara tavayıda
son cuma;
çocuklar camiye gittiler
gülüyorlardı bana
tanrım yokmuş
nesini komikse bunun
kızdım biraz
yüzümü yıkadım sonra
güvercinlere baktım
severim mezarlıklarıda
sessiz oluyorlar
bir de müthiş yeşillik
kendi dualarımdan okudum
onların çok okunuyor zaten
ben kendimden okudum
son cumartesi;
bit pazarına gittim
bit yoktu
eski radyolar
cd'ler falan vardı
kapağı yırtık kitaplar
resimli romanlar
süpürgeler hani elektiriklisinden
neleri süpürdüler dedim kendime
kaç yıl kaç saat
sonra ayakkabılar vardı
içleri pis kokuyordu
birde el aletleri
testere aldım kendime
resim yapacağım üstüne
sonra mumdan heykeller
son pazar;
bugün pazar
seni unutup kendime vakit ayıracağım
deliksiz uyuyup
yastığı rahat bırakacağım
hep unutuyorum
değmezse tenim bir yerine
anladım ki uyuyamıyorum
saat 14 olmuş
kalkıp bir duş alıp
beyaz gömleğimi giyeyim
içine siyah atlet
güzel duruyor
zıtlıkları iç içe gömmek
sonra havuza giderim belki
şiri yazarım ya da
ya da havuza gidip güzel kızlara bakayım
çay içer az uzanırım
başka bir pazartesi;
tatil demiştim ya
olimposa gideyim diyorum
oradan kayaköye
hep sevdim oranın yalnızlığını
durmadan devam edip
mudanyadan cıkayım diyorum
şimdi tek başına yollarda olmak vardı
ya da yanımda
sigara yakıp uzatan bir sana
bir şeyler vardı işte istediğim
artık emin değilim
ben yalnız gezginim
başka salı;
dün çok çalıştım
elim kolum kalkmıyor
sen uyu
ben üstünü örterim
çok yoruluncada uyuyamıyorum
az yorulsam iyi olur
başka çarşamda;
param yok kiralar geldi
vergide geldi
her gelen şey para için geliyor
gelmeseler artık
kaydımı sildirsem mi diyorum
bilinmezde gelip bulamazlar değil mi
sahi 1800 ytl var mı
kızdı ev sahibi
bağırdı azarladı
başka perşembe;
bugün yokum
senden gideceğim
başka cuma;
hani bana sevgili bulacaktın
ya da sen kal boşver
su yılı
Zafer Zengin EtnikaKayıt Tarihi : 15.8.2006 13:59:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Zafer Zengin Etnika](https://www.antoloji.com/i/siir/2006/08/15/gun-donguleri-ve-dinlenceden-notlar.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!