Gün delik
halka halka asılmış
pastırma çıkmış çeyrek altın fiyatına
yurtseverlik damarın tutar
mesafe koyarsın
altın ne ki parmağına takmayana
bir kuyumcuya dalar
topraktan gelen hakkını istersin
yüzü kızarır kuyumcunun
son kerteye çıkar tansiyonu
bastı basacak düğmesine alarm’ın
yüz metre ötede karakol, yol geçen geçene
osursan bomba alarmı verirler
dağ yolu gözükür dağdan önce
kim bilir nasıl çırpınıyordur balıklar
önü tutulmuş sularda
sosyeteye sorsan barlar açık sabaha
barlar ki el değişir, el altından eş
çektin mi iki kadeh, hayat başlar gülmeye
hammaddesi neyse pastırmayla altının
yevmiyesi sudan ucuz memleketimde
cuma’yı cumartesi’ne bağlayan gece
haftanın en dik, en çılgın zamanıdır
günahlar silinmiş beş vakit
horozlar öter bir garip
pazar’a herkes yorgun, başı eğik duvar
kim kime dokunur, güneş tepede
gölgeler çekilir köküne
pazartesi iş var pazartesi okul
bir açık, bir kapalı çelişkiler yumağı kapılar
tezgah tezgah kavgadan sızan haberler
gece devrildi az önce, gök karanlık
yıldızlar daha parlak bu gece ay kaçkın
sokak lambasının altında bir kız
ısırılmış ta bağırır son nefes
züppe mi züppe erkekliği tutmuş bir oğlan
baba mevkisiyle diş parlatır
Toprak Tutsun Külümü
Ercan CengizKayıt Tarihi : 6.9.2010 15:39:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
yurtseverlik damarın tutar yemeyiverirsin pastırmadan, sucuktan altın ne ki parmağına bile takmayan için
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!