I
Gün bizim için doğarken,
Tarladayız, ekinlerde...
Çalışırız tan vaktinden
Bıkmadan
usanmadan
yorulmak nedir
bilmeden...
Ve alın teri dökerek
Oraklar buğday sapına inerken
başımızda kuşak
dudağımızda yaman bir türkü
Dalgalanır...
Ve damla damla terimiz
Sular toprağı...
Ana diyerek
yar diyerek
evlat diyerek
II
Gün bizim için doğarken
Madendeyiz, kömür ocaklarında...
Çalışırız sabahtan,
geceye kadar
Bazen vardiyaları sırtlarız,
Ekmek parasına...
Bazen dağları deleriz,
Üç kuruş prime...
Kazmalar damara otururken
Dört kesilir kulağımız
Ha geldi! ...
Ha gelecek! ...
Ödümüz patlar,
bir tıkırtıda
Göçüktür bu
Acımaz...
Korku yudum yudum
Damla damla bitirir bizi
Ve hep gecedir
Aydınlanmaz günümüz
Oysa güneş
niye doğar
kimin için
haberimiz yok...
III
Gün bizim için doğarken
Fabrikadayız, vardiyada
Kendiliğinden çalışır elimiz
Kolumuz
ayağımız
bacağımız
Uyku akar gözlerimizden
Sırtımız yere inmiş
Göz bebeklerimiz büyümüş
Bizde çaresizlik...
Gövdemiz isyan eder
Boşuna
Kan sıçramış sanki gözlerimize
Bitkiniz...
IV
Gün bizim için doğarken
Yolcuyuz, gurbet ellerine...
Elimizde bir bavul
kalbimizde hüzün
Arkamızda özlem
gözyaşı
hasret
Ve bitmeyen geceler
Çocuklarımız aç kalmasın diye
Gidiyoruz...
Dönüp arkaya bakmak
gelmiyor içimizden...
Saçlarımız nemli
Dudaklarımız kupkuru
Alnımızda şakır şakır ter
İçimizde bir ses
“Döneceğiz bir gün elbet
döneceğiz...”
V
Gün bizim için doğarken
Sokaktayız, sefalet içinde
Kimimiz işten atılmış
Kimimiz yersiz yurtsuz
Hepimiz aç
susuz
evsiz barksız
Tıraşımız gelmiş,
Üstümüz başımız perişan
Dönmüşüz sokak kedilerine
Haykırmak geliyor içimizden
Biz ne yaptık
bu duruma düşmek için
Ne mi yaptık?
Neler yapmadık ki...
VI
Gün bizim için doğarken
Mahpustayız, demir parmaklıklar arkasında
Gecemiz gündüz olmuş
Gündüzümüz gece
Gözlerimizde umutsuz bakışlar
Beynimizde kemirici düşünceler
Dilimizde belli belirsiz sözcükler
Ve her sabah yeniden alevlenen acılar
Gündüzler avutmaz bizi
Geceler ise uyutmaz
Kuşlar neye benzer
Çiçekler nasıl kokar
Unutmuşuz...
Zihnimizi tel örgüler çevirmiş
Zincirler kaderimiz olmuş
Gözyaşı işlemez
ağıtlar tutmaz
Güneşte kapılmıştır kederimize
Bazen açmak istemez
Tazelenmesin yaramız diye
Bazen belki bir umut
Diyerek
gülümser bize
Ama o da bilir
Dertleri
kahırları
acıları
Ağlar bizim için
İnanır mısınız...
Hani ortalık günlük güneşlik iken
Birden yağmur bastırır ya!
Güneşin ışığında...
İşte onlar, güneşin gözyaşlarıdır.
VII
Gün bizim için doğarken
Götürüyoruz birini, toprağa...
İşte bizim sonumuz
Böyle olacak...
Bugün bir
yarın iki
Kaç gün yaşadık
Yaşamı bildik...
Bilinmez
bilinmez ya!
Gün her doğup battığında
Söylemiyor muydu bize
Uyarmıyor muydu
Dakika... dakika...
Kaç gün bizim için doğdu ki
Kaçı doğmadı ki...
Bize de son defa doğacak
Ve son yaşam sözleri
Dudaklarında bitecek...
Ufukların arasında kaybolurken.
Kayıt Tarihi : 10.2.2004 14:39:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Mehmet Hüsnü Yakut](https://www.antoloji.com/i/siir/2004/02/10/gun-bizim-icin-dogarken.jpg)
TÜM YORUMLAR (1)