Gün ağarırken ağrır en çok yaralar
Kızıla boyanır
Omuzlarımda bıraktığın yükün darp izleri
En kırmızısında boğulurum acıların
En yalnızken
En kimsesiz anımı kollar yaralar
Acı çektirmek için
Yalnızken güçsüzüz en çok
En çok karanlıkta körüz
En çok geceleri yalnızız
Gözlerimden akan ıslaklık nem yaptı ruhuma
İyi gelmiyor ağlamak artık
Kalbim bozuldu.
Daha bir hasta oluyorum ağlarken
Daha yalnız
Gözyaşlarımdan azalıyorum
Kendimden bitiyorum
Her gece bir anne ağlamasının nöbetini devralırım
Sabaha karşı
Acıların en yalnız yerinden başlarım acımaya
Yaralar dökülür sonra ayak altlarına
Ezilir, toza toprağa karışırlar
Bazen gidenlerin ayaklarına yapışır yaralar
Gidenlere acı çektirmek için.
Ayak izleri en çok yağmurda kaybolur
Dinmez bazen yağmurlar
Yaralar geçti zannederim
“Artık iyileştim, iyiyim” derim
İyiyim dediğimde başlar yeniden
Acılar kaldığı yerden, yeniden yaralanmaya
Dokundukça demlenir yaralarımız
Dokunmasak iyileşiriz
Güneşe bıraksak kendimizi yaralarımızdan
Ayın altında buluruz
Güneşlenmeyi beklerken sabahlarız
Yaralar her gece hortlamak için iyileşirler
Yakıp gömdüğümüzü zannettiklerimiz
En çok cesedimizi rahatsız edenler
Şimdi tepemizde tepinmekte
Yakamıyoruz yaraları
Geceyi aydınlatamıyoruz
Gidemiyoruz kendi cesedimizi sırtımıza alıp
Göç edemiyoruz
Taşıyamıyoruz midemize oturan yalanların yükünü
Midemiz bulanıyor sadece
Yalanlardan kusuyoruz
Kimsesizlikten üşüyoruz
Yine de gidemiyoruz
Kaldığımız yerde bırakıp kendimizi
Alıp cesedimizi omzumuza
Gidemiyoruz
Madem ölemiyoruz
En iyisi yaşayalım
Hadi üfle ruhumu
Dirileyim yeniden
Hiç ölmemiş gibi
Gün ağarırken ağrıların arttığı anda
Yeniden acı çekmek için başlayalım yaşamaya
Ölmeyi beklerken tüm ruhumuz
Bir gözümüz yaşama ihtimalinde asılı kalıyor
Gitmeye geç kaldığımız için sindiremediğimiz yanlışlıklarımız oldu
Oturdu ruhumuza sevdamız
Sevda yük olduysa omuzlarda
Bu yüzden kanar en çok yürekler
Bu yüzden kızıla boyanır tüm zamanlar ve yüz yüze bakan sırtlar
Her yara kabuk bağlar zamanla
Yüz yüze bakmadıkça sırtlar
Ayrılığın ağrısı yapışmadıkça yakalarımıza
Ve gitmek için henüz vakit erkense
Ölmek için kalabiliyorsak
Kapanır yaralar canlı derinin altına
Yüz yüze bakmayan suratlar hariç
Bir de gün ağrısı
Geceden kalan
Kapanmaz
Şimdi avuç açtım gökyüzündeki yağmura
Yaralarımız kapansın diye
Sen de kapan yaralarıma
Tutun yarınlarıma
(Dokuz Kasım İki Bin On Bir 17 30)
Nevin AkbulutKayıt Tarihi : 9.11.2012 17:31:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Nevin Akbulut](https://www.antoloji.com/i/siir/2012/11/09/gun-agrisi-3.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!