Seni sevmeye saatlerin yetmediği günleri yaşıyorum ben. Senden habersiz, senden uzakta, bir başınalığın soğuğu çöküyor ağustos gecelerinde. Siyah en sevdiğim olup çıkıveriyor bir anda, çünkü sen gideli siyah bana çok yakışıyor…
25. saati çekiyorum her güne ek olarak. Sadece seni yaşadığım bir saat hediye ediyorum kendime. Ben seni 25. saatte seviyorum en çok. O zaman içime çöküyor sensizlik. Diğer saatlerim cezalı senden yana. Ne seni anıyorum onlarda, ne de sana bakıyorum. Sadece 25. saat!
Çekiştirerek artırılmış bir saate sığan aşkımızdan geriye kalanım ben. 25. saatin sevdalısıyım, huzuruna geldim bir saat için. Günün herhangi bir yerinde doğabilirim gündüzüne ya da gecene. Ait olduğum bir nokta yok, takip ettiğim bir virgül de…
Avare bir saatten ibaret bir aşkım ben. Artırılmış bir vaktin bekçisiyim. Sevmeye yetemeyen zamanın, ramak kala anlarında, cepten çıkartılıp kullanılacak bir zaman örgüsüyüm. Gün 24 saat ve ben 25.’yim. Güne bile sığmayan bir hayalim.
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta