Gümüşhaznem
sırtımda yüz yılın yükü
yüz kat yerin dibinde gibiyim
yüz yıldan arta kalmış
her gün ölmüş gibiyim
bir isyan kabarıp taşar kalbimden avuçlarıma
hatmi çiçeklerimi yoldular
yağmur düşmez köklerime
bir kefen kokusudur gitmez üstümden
içimi ölü bir soğuk giymiş sanki
buz tutar yutkunduklarım
her vakit daraldığında
kentin kuytularında sıkboğaz olur
yersiz yurtsuzdur benim kelimelerim
bir sokak çocuğunun kimsesizliğinde
yada bir yetimin ağlamasında
çobanaldatanlardan gizlenirim
sessizdir hıçkırıklarım
bağımsız kıldılar
göbek bağından kesip soluklarımı
her sabah kadın doğdum
her gece erkek üşüdüm
doluydu hayatın bütün boşları
canlanan her dokuda şımarmadan
meşruydu çoğulluğum
ne başım belliydi ne ayakucum
boynum eğriyken
boşuna vurdum kendimi dik yokuşlara
boşuna kanadım geçmiş zamanda
usturanın ucundan kıstım sesimi
bir çağlayan var içimde
kussam
lav olsa ölür akıntılarınızda
söz bol olunca kıymeti yok
gümüşhaznemde sektiririm delice bir yanımı
doğurup silsilesinde saklarım
suya şavkını veremem artık
ırak bir silüet beklemeyin benden
bırakmadınız ki papatya koksun zambaklar
bir asırdır nerdeyse genzimi yaktıkça yokluklar
tek satırdır yarım bıraktığım sayfalar
ben
buyum işte
tekil düşlerin kalıntısı
Ayfer Aksoy
Ayfer AksoyKayıt Tarihi : 3.9.2017 10:16:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!