Senden uzaklarda oldum olalı,
Gönlümde sultansın il Gümüşhane.
Gurbette kendimi buldum bulalı,
Sılayırahimsin, el Gümüşhane.
Kader bizi her bir yere yolladı,
Rızkımızı farklı yerde kolladı.
Hasretinle bağrımızı külledi,
Yazgımız böyledir bil Gümüşhane.
Pir Ahmet’ten Zigana’ya uçarken,
Kıvrım kıvrım Daltaban’dan geçerken,
Harşit Çayı berrak suyla göçerken,
Çekinme, koynuna al Gümüşhane.
Kuşburnun, pestilin, kömen; özelin.
Keşkeğin, sironun, yarman; ezelin.
Bağında bahçende, elman; gazelin!
Gelirsen gurbete sal Gümüşhane.
Kartal yuvasıdır Canca Kalesi,
Kuşakkaya, zirvelerin kulesi.
Altın, gümüş iktisadın çilesi!
Zorlu coğrafyanda bul Gümüşhane.
Keçi Kalesi’nde avcılar yatar,
Limni’de, Dipsiz’de (!) yeşilbaş öter.
Kadırga’da lale, sümbül, gül biter,
Dağında nebatın bol Gümüşhane.
Çokça şahidin var, azdır sitemin,
Onca şehidin var, onca matemin…
Nice fakihin var, nice yetimin…
Mağrur duruşunla kal Gümüşhane.
Kültürün bakirdir, tarihin şanlı,
İnsanın mülayim, pek sıcakkanlı.
Mevzu ay yıldızsa sert delikanlı,
Anamım ak sütü, bal Gümüşhane.
Ahdine vefakâr olmayanları,
Sılayırahime gelmeyenleri,
Bağrında ağlayıp gülmeyenleri,
Unutma (!), defterden sil Gümüşhane.
Mahlasım Şeyranî, adım Adem’dir,
Doğum altmış dokuz, üçü kıdemdir,(!)
Babam Salih; Osman, Mehmet dedemdir,
Şiran Mertekli’de kul Gümüşhane.
Ankara, 17 Eylül 2020
Şeyranî (Adem OĞUZ)
Kayıt Tarihi : 1.1.2022 11:36:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!