Gümüş Sürahi Şiiri - Bülent Albayrak

Bülent Albayrak
185

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Gümüş Sürahi

Issız bir orman kenarında yürürken,
Ormanın içine çekmişti, nehrin şırıltısı.
Suyun şırıltısı yaklaştıkça,
Etraftaki gül kokuları,
Yerini hanımeli kokusuna bırakıyordu.
Nehire ulaştığımda ise,
Aldığım kokuların ve etraftaki hurilerin güzelliğinin,
Tarifi imkansızdı.
Masumiyetleri kırkı çıkmamış bebekler gibi,
İkramları kralları kıskandıracak nitelikteydi.
Hurinin birisi ikramını tamamladıktan sonra,
Gökyüzünde ilk önce kuş zannettiğim,
Bana yaklaştıkça huriye dönüşen varlığın,
Elindeki gümüş tepsi içerisinde ve gümüş bardakla,
Sunduğu içeceğin lezzetini tanımlamak için
Kelimeler yetersizdi.
Erguvan çiçeklerine benzeyen ağaçların arasından önce yürüyerek,
Sonra yolun bittiği vadiden uçarak karşıya geçmiştik.
Ulaştığımız yerde çardağa benzeyen bir yapı ve her canlı
Bir nizam içerisinde, düzen ve disipline haiz görevliler.
Kaybetmiş olduğumuz kişiler farklı bir dünyada,
Her türlü kargaşa ve koşuşturmadan uzakta,
Uçsuz bucaksız gizli bir diyarda,
Özenilecek bir yaşantıya sahiptiler.
Dönüş yolunda ise, önce aynı vadiye
Arkasından erguvana benzettiğim aynı ağaçların arasından
Yine nehir kenarına ulaşmıştım.
Nehirden gümüş sürahi ile aldığım içecek,
Ormandan çıktıkdan sonra hala elimdeydi.
Bu gümüş sürahi, yaşamış olduğum bunca güzelliğin
Hatırası olarak önce bende kalacak,
Sonrada sevdiklerime bırakacağım
Benim için çok kıymetli bir hazineydi.

Bülent Albayrak
Kayıt Tarihi : 25.3.2013 09:39:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Bülent Albayrak