Aynalara çokça baktığım
doğrudur. 
Onları parçaladığım da. 
Sırlı kırıklarını,iğne oyası gibi
Gözlerime işlediğimde doğrudur. 
Herbir parçasında bintürlü 
Lanet okuduğumda. 
Uğursuzlukmuş oysa, 
kırmak onları. 
Baktığımda; 
Beni bulamayışımın acısını, 
Yıkmak üstüne 
Kolayıma gelen tarafıydı hayatın. 
Hangi acının acısını
Çıkartabiliyordu ki.? 
Insanoğlu. 
Elekten,eleye eleye 
Hiç birşey kalmasın derken, 
Asıl eleyemediklerim
Nakşediyormuş ruhuma..!! 
Şimdi,her aynada çirkinim ben. 
Yarınsız dünlerime, 
Sıvası dökülmüş çocukluğuma, 
Kar yağdığından bu yana, 
Dost olamadım,aynalarla. 
Yamalı gülüşlerim 
Dikliğim, 
Mağrur adımlarım, 
O kartal bakışlarım
ozamanlardan kalma. 
Yinede 
Zaman zaman
Gülümseyen bir kız çocuğu 
Görürüm 
Bayram arifesine benzer 
Telaşlar yaşadığında 
Yüreğim. 
Mesela, 
Sen baktığında,aynadan bana... 
Nasıl olur ya bu.?!!
deme sakın bana.. 
Sen bensin yaa.. 
O zamanlarda işte 
Bir sultan edasıyla
beğenirim yüzümdeki her bir çizgiyi. 
Senle yaşadıklarımın 
Emaresidir bilirim. 
Bak..!!.bu bu ilk gümüş-i tel 
Senin eserin.. 
seni beklediğim binbir gecenin, 
Sabahında düşmüştü nazarıma. 
Sevinçle karşıladım oysa 
Sendendi,senden bana gelendi. 
Nasıl karşılanmazdı ki?? 
Şimdilerde 
Binlercesini sayabilirim, 
Senden gelenleri
Derdim değil, 
Hediyem olarak kabul eylediğimden bu yana 
Samanyoluyla amansız bir savaştayım ben 
O göklerin sahibiyim der 
Bense senin... 
Senin bendeki gümüş-i tellerinin.. 
2 Eylul 2017
Gülgün ÖzelKayıt Tarihi : 11.12.2018 17:44:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
 
 


