gittin...
bir yaprak dökümü sonrasıydı gidişin
boynunu bükmüştü menekşeler
bir kelebeğin kanatları düşmüştü yere
acıkmadım/susamadım/uyumadım günlerce
anlamsız bakıyordu balkondaki çiçekler
elimi uzatamadım
kalakaldım...
bir uzun hava tınısıydı soluğum
bir hüzzama takılıp düştüm
ağlayamadım...
’bana bırak! ’demiştim sana kaç kez
kaç kez’götürme yüreğimi/bende kalsın! ’
dinlemedin...
sana’gitme! ’diyemedim
’kal! ’desem/çok geçti
sustum...
bir solukta Genç Werther’i okudum ardından
romantik bir sızı düştü gözlerime
ağladım/ağladım/ağladım...
o gün bugün yani gittiğinden beri
ceylanlar uğramaz oldu rüyalarıma
kana kana içemedim bir çeşmenin suyundan
bu nasıl bir yürek yangını
nasıl bir boşluk/cevapsız sorularımdan çoğalan
bir bestenin notalarıydı
avuçlarıma dolan...
gel artık
çıkar beni dört duvarımın kıskacından
gülüşün önüme düşsün
pembe bir aydınlık işledim gergefimde
ört üstüne
sen benim için hala /ulaşılmaz bir düşsün..
Hilal erboyacı
Hilal ErboyacıKayıt Tarihi : 6.1.2010 20:44:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!