Ayak izlerin var yüreğimin yollarında. Dokunuşunu,sokuluşunu hissediyorum içime.
Dere gibi geçiyorsun serin serin
Yüreğimden,tenimden,damarlarımın içinden.
Bazen ayak üstü muhabbetlerimiz oluyor dostlarla,
Sohbet uzuyor da uzuyor...
O sıra sen düşüyorsun aklıma,
Bir yere geç kalmışım duygusu çöküyor üstüme.
Oysa ben, vazgeçmiştim kendimden bile.
Naftelinleyip kaldırmıştım hayallerimi.
Hoşgeldin gülüşüm hoşgeldin.
Çocukluğumun yazlık sinemalarında içtiğim gazozları gibi,
Kahvemin köpüğü,
Pazar gazetelerimin kokusu gibisin.
Hoşgeldin gülüşüm.
Kahveme tat,sigarama keyif,ciğerime nefessin.
Şu sigara gibi yanayım yalanım varsa.
Eğer mübala ediyorsam adam değilim.
Gülüşüüümm.
Gülüşün var ya gülüşün.
Kaç papatyaya bedel. Hesaplamaya matematik mi yeter?
Sen öyle Işıldayan gözlerinle,bana bakıp gülünce.
İçimde bir çocuk, kıpkırmızı gelincik tarlasında koşuyor.
Bir elinde uçurtmanın ipi,bir elinde pamuk şeker.
Bir de mutluluk üzerine şiir yazılamaz derler.
Söylesene!...
İlk güldüğün şair ben miyim?
Gülüşüüümm!...
Nerde o eski bayramlar demiyorum artık.
Bayramlar, tamda o eski bayramlar gibi seninle.
Hani arife günü kemeraltı çarşısını kaplayan taze kahve kokusu gibi,
Başımı döndürüyorsun.
Kayıt Tarihi : 1.5.2018 22:59:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!