Gözler,hiç bir şeyin özünü göremezler,
Görülürse ancak, yürek gözü ile görebilir.
Takvimlerden tek tek düşerken yapraklar,
Zaman tükendikçe, daha değerlenir hayatlar.
Hiçbir zaman hayata, zaman ekleyemeyiz,
Ama istersek; zamana, hayat ekleyebiliriz.
Gönül bahçesinde açan, gonca güllerden,
Arzu ettiğimiz birini, koklayıp derebiliriz.
Akrebin yelkovanı, durmadan kovaladığı gibi,
Gündüzler de yorulmadan kovalıyor geceleri.
Derilmeden, bahçenin nadide yediveren gülleri.
Dörtnala geçiyor, ömrümüzün günleri.
Kader, doğduğumuzda alnımıza yazılır,
Yaşam, çıkmazlarının gizli karanlıklarındadır.
Avını bekleyen örümceğin, sineği beklediği gibi,
Alçak felek, yolumuza ağlarını artık örmüştür.
17.02.2010
İstanbul
Kayıt Tarihi : 17.2.2010 22:36:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Gülünüzü Yolun Başındayken Seçin Vaktiyle, görkemli bir malikanede yaşayan, yaşlı, çok zengin bir adam varmış. Malikane, gözalıcı güzellikte güllerin yetiştiği bir bahçenin içinde yer alıyormuş. Bu yaşlı zenginin evine, her hafta belli bir gün, orta yaşlı, tatlı dilli bir bohçacı kadın gelir ve yepyeni birbirinden güzel, pahalı kumaşlarını önce adama sonra çalışanlarına sunarmış... Bir gün yine Malikane ye gelmiş kadın yeni kumaşlarıyla, bekleme salonuna almışlar onu... Yaşlı, zengin ev sahibi biraz gecikince sıkılmış kadın ve duvarlarda asılı fotoğrafları incelemeye koyulmuş. Adam gelince 'Beyim'demiş, 'gençlik fotoğraflarınıza bakarken düşündüm de, çok ama çok yakışıklıymışsın. Mal mülk para desen, malum. Eee pek iyi de bir adamsın tanıdığım kadarıyla, o zaman niye hiç evlenip aile kurmadın be beyim? ' Adam gülümsemiş ve 'madem garibine gitti, anlatayım' demiş. 'Ama önce gül bahçesine çık ve bahçemin en güzel ama en güzel gülünü getir,'demiş. 'Ama kapıya giderken seç, eve geri dönerken değil! ' Kadın şaşırarak 'peki' demiş ve çıkmış bahçeye... O büyüleyici güllerin arasında ilerlerken bir türlü karar veremiyormuş. 'Şu güzel, bu güzel, yok yok belki ileride daha güzeli vardır' diye... Fakat bir bakmış ki bahçe kapısına gelmiş ve duvar dibinde gölgede kalmış bir kaç çelimsiz gülden başka gül yok? ! Ne yapsın dönerken seçemeyeceği için ve o güller de güzel olmadığı için eli boş dönmüş. Adam 'Hani en güzel gül? ' diye sorunca anlatmış durumu... Yaşlı zengin demiş ki: 'Anladın mı şimdi benim tüm hayatım boyunca niye evlenemediğimi? Doyumsuz olmasaydın eğer daha güzeli, daha iyisi, bunun rengi, bunun dikeni diye... Ve sarılsaydın dört elle sevdiğini, beğendiğini hissettiğin o güzelim güllerden birine, ellerin bomboş olmazdı benim gibi yolun sonuna geldiğinde...” Alıntı
![Saadettin Güven](https://www.antoloji.com/i/siir/2010/02/17/gulunuzu-yolun-basindayken-secin.jpg)
Yine değişik ve hikayesi olan, insanı düşündüren, çok güzel br şiir yazmışsın. Tebrik
ediyorum.Sevgilerimle.
Reşat GÜVEN
Yine değişik ve hikayesi olan, insanı düşündüren, çok güzel br şiir yazmışsın. Tebrik
ediyorum.Sevgilerimle.
Reşat GÜVEN
TÜM YORUMLAR (6)